Tan Oral tarafindan hazirlanan Tarihi Kentler Birligi logosu Avrupa Tarihi Kentler Birligi
Tarihi Kentler Birligi


Eylül 30, 2003
TKB İzmir Buluşması
Kuşadası- Güvercinada



“Kuşadası’nda Karar Günleri”
Prof. Dr. Metin Sözen



Bugünün metropolünden dünün metropollerine uzun bir yürüyüş yaptık. İzmir, Kula, Ödemiş, Tire, Kuşadası... 1975’de Safranbolu’da ilk afişi yapıştırdığımız günlerde afişlere “Kendini Koruyan Kent”leri yazdırmıştım. Bugün, 2003’de 123 belediye, 80 Valilik... İşte kendini koruyan kentler. Yapmakta olduğumuz şey, artık ülke için tüm dünyada sorun olan durumdan dönüştür. Bugün “Artık çok geç“diyenlere “Hala geç değil” diyorum. Önemli olan içinin daha az yorularak ve hangi yöntemlerle doldurulacağı açıkları bulmak, onları araştırmak. Biz, korumanın halkla birlikte olacağını savunuyor, bu konuda bilinç yaratmaya çalışıyoruz. Böyelece hem halk hem de kendimiz bilinçleniyoruz.

Havza boyutundan bölge boyutunda örgütlenmeye yöneleceğiz. Bu, 2004 yılındaki programımızı da şekillendirecek.

“Kuşadası öldü” dediler. “Kuşadası başkası için öldü” dedim. Turizmden gelen paraların nerelere gittiğini bilmiyoruz. Ama gidenin ne olduğunu biliyoruz. Doğanın, kültürel kimliğin “gittiğini” biliyoruz. Bunun için “havza – bölge – ülke boyutunda koruma” diyoruz. 30 yıldır yanlış yapılan yerde, 3 yılda doğrualr gösterildi.

Kuşadası’na mesajım şudur: Kuşadası çok büyük para kazanabilir ama Kuşadalı’lar şunu bilmelidirler ki yanlıştan doğruya dönüldükten sonra, bir kere daha yanlış yapılırsa, fırsat kaçırılmış olur. Kuşadası hem yanlışı hem doğruyu taşıyor. Artık az kazansınlar ama onurlu yaşasınlar!

Buradaki Tarihi Kentler Birliği üyesi belediye başkanlarımızın hepsi tarafsızdırlar. Bu bilinçli bir tarafsızlıktır. Yoksa kimse tarafsız değildir. Bilinçli tarafsızlık, nerede, kimden yana olunursa olunsun, dorunun yanında olmaktır. Bu bağlamda, onurlu ve ciddi bir ülkenin vatandaşları olarak biz geriye adım atmayacağız...

-Bu arada Metin Sözen'den Kula’da yaptığı konuşmadan bir özet geçmesi isteniyor-

Kula’da söylediğimi burada da tekrarlayayım. Kadınlarımıza duyduğum saygı sonsuzdur. Bu iş yalnız erkek aklı ile yürümez. Onların yaratıcılığı, onların zekası, onların hayatı taşıyan gücü devreye katılmazsa ne koruma ne onurlu bir yaşam mümkündür!

-Nidalar..-

“Evet, salt erkek aklı ile yürümediği de meydanda zaten!...”

Sözen, burada konuşmasını kesip, sözü katılımcılara geçiriyor...
Bir Kuşadalı
Bizim de dostlarımızla konuştuklarımız aşağı yukarı hep aynı bunlar. Ama piyasa denen canavarın etkisi altında olan Kuşadası maalesef bunun da acısnı ilk çeken oldu hep... Dönüşümün bugün daha çok paylaşanı var. Bizim kazancımız Kuşadası Kent Meclisi’dir. Geçen dönemlerde konuşamaz durumdaydık. Oysa Kent Meclisi’nde herşey konuşulmaktadır. Bzi hem öğretmen hem de öğrenci durumundayız. Bu konuda geriye dönmezsek tabii...

Hasan ...Kuşadasında Türkiye’nin heryerinden gelip yerleşmiş insanlar var. Bunlar rant elde edip varlıklarını artırma noktasındalar. Asıl Kuşadalı’lar bu olgunun içinde değiller zaten...

Ahmet Duran Ünverdi, Niksar Belediye Başkanı
Kelkit Platformu’nu kurduk biz. Yöremizi tanıma, tanıtma ve işbirliği konularında İstanbul’da Taksim’de büyük bir etkinlik yaptık. Onbin kişi İstiklal Caddesinde yürüyerek bu etkinliğe katıldı. Havza boyutunda işbirliğinin tekil çalışmalardan daha yararlı olduğuna inandık.

Metin SözenKuşadası da konunun havza boyutunda ele alınması ile daha kolay sesini duyuracaktır...

Temel Koçaklar, Vali
Kültürümüz için Anadolu’nun her tarafında yanlışlıklar yapıldı. Artık yanlışlık yapılamayacak çünkü artık sizler varsınız. Biz Kuşadası’nın sorunlarına ortağız. Mardin’in sorunlarına ortağız. Çünkü stk’lar ile halk ile bütünleşme yolunda ilerliyoruz. Bizde de Kent Konseyi kuruldu ve çalışmalar devam ediyor.

Nilgün .... Avukat, Kuşadası Barosu
Namussuzlukla hem mücadele edilmedi, hem de namussuzluktan nasıl pay alınacağının hesabı yapıldı. Bunu da itiraf edelim!

Kaymakam
Eğer birlikte davranılırsa bu güçlük de aşılabilir, bu güçlük yenilebilir.

Vali Yardımcısı
Aydın’da bir Kent Meclisi karar alırken, 8bin kişinin de fikri alındı. Aslında kent meclisleri yasal hale getirilmeli.

Metin SözenOrtak akıl için herkese kent müzelerini tavsiye ediyoruz. Arkeolojik kazıların desteklenmesi konusunda Kuşadası’nı tebrik ediyorum. Çok ufak kaynaklarla bu işlerin yürütülmesi sağlkandı. Bu seneyi kültürle turizmi birleştirrmekle vakit kaybederken bakanlık...

Oktay Ekinci

15 yıl önce merhum Recep Yazıcıoğlu bir toplantı düzenlemişti. Toplantının başlığı neydi biliyor musunuz? “Ah Kuşadası Vah Kuşadası Dememek İçin!”
Sonuçta bir bildirge yayınlanmıştı. 3 önemli başlıkla:
1- Yerel demokrasi. (Yazıcıoğlu bunun çok üzerinde dururdu. Nitekim işte bugün Kent Meclisi kurulmuş.)
2- Yanlışlar durmalı. (Belediye Başkanı sabah toplantısında “ne oldu ise 1985’ten sonra oldu” dedi, çünkü kentlere verilen imar yetkisi ile rant yaratılması da gündeme gelmişti) .

Eğer Kuşadası tarihi bir kent olmasa idi yapılacak hiçbir şey yoktu. Tarih bu kadar da kurtarıcıdır işte. Bu arada Belediye Başkanı’nın Cephane Sokak’ta doğduğunu öğrendim. Ama yine öğrendim ki orada oturmuyor. Onu orada oturmaya, doğduğu sokakta yaşamaya davet ediyorum!

Metin SözenŞimdi hep beraber ayağa kalkalım, ve hepimizi alkışlayalım!

(Not: TKB İzmir Buluşması ile ilgili diğer resimler de daha sonra yuklenecek!)



Kuşadası Buluşması
“Kuşadası Kimliğini Yeniden Kazanıyor”
TKB İzmir Buluşması bugün (28 Eylül 2003,Pazar) Kuşadası’nda “Kuşadası Buluşması” başlığı altında sürüyor.

Bir gün önce İzmir’de yapılan “İzmir Forumu”ndan sonra katılımcılar ve İzmirliler önce Bozdağ- Gölcük’e, oradan Birgi ve Ödemiş’e, Ödemiş’ten da Tire’ye uğrayarak inceleme gezilerini sürdürmüşlerdi... Gecenin geç saatlerinde Kuşadası’na ulaşılmış, çeşitli otellere dağılınmış... Şimdi de “Pine Bay” tatil köyünün toplantı salonunda “Kuşadası Kimliğini Yeniden Kazanıyor” başlıklı toplantı yapılacak.



Kuşadası Belediye Başkanı Fuat Akdoğan açılış konuşmasını yapıyor:

“Uzun süreden beri araya aracılar sokarak, baskılar kurarak TKB’ni nihayet Kuşadası’na getirebildik. Kuşadası turizmi Türkiye’ye getiren yer... Bugün de Türkiye’nin turizm girdilerinin %20’sini Kuşadası sağlıyor... Kimse bize sahip çıkmadı ve bugün geldiğimiz noktada turizm adına bizler, Türkiye adına sizler hep birlikte üzülüyoruz. Çünkü bir kentte ne yapılmaması gerekiyorsa burada yapıldı. Ama artık harekete geçtik. Seçim kaygılarını bir tarafa atıp, esnafımı kırma pahasına, TKB’den aldıklarımı yerine getirmek için yaptım bunları... Destek bekliyoruz şimdi. Birazdan yapacağımız sunumda da göreceksiniz... Yaptıklarımızın sonucu Kuşadası’nın kimliğini geri kazanması için atılan adımlardır. Bizi yüreklendirin, notumuzu biraz yükseltin lütfen”!

Oktay Ekinci, TKB Genel Danışmanı

“Değerli katılımcılar,
Bu konuşma tarihi bir konuşmadır çünkü Kuşadası Belediye Başkanının anlattıkları bütün Türkiye için geçerlidir. Başkanın böyle konuşmasına yol açan şey bizim buraya duyduğumuz sevgi ve saygıdır. Ama üzülmesin bütün Türkiye benzer durumda ve TKB’nin kuruluş gerekçesi de budur. Son 2,5 yıl içinde yaptığımız toplantılarla yaptığımız şey sadece konuyu gündeme getirmekten ibaret değil. Bu birliğe üye olunmasından ötürü yeni br proje başlatan belediye sayısı 70’ten fazladır. Bir tarihi kent hiçbir zaman kimliğini tümden yitiremez ama yeniden kimlikle buluşmak çok zahmetli olabilir. O yüzden Kuşadası toplantısının adını da bu yolda koyduk.”

Ömer Eru, Vali Vekili
“(Teşekkür mesajları)... Bu toplantıdan çıkacak sonuçların uygarlık vadisi dediğimiz bu bölgede hayırlı gelişmelere vesile olmasını diliyoruz. (Eru, yöredeki tarihi ve kültürel miras ögelerinin ve ören yerlerinin bir dökümünü yapıyor)... İlimiz geçmişin kültürel mirasını günümüzle buluşturan bir merkez olarak işlevini sürdürüyor. Belediyeler tarihi yapıları gecekondu istilasından kurtarmalıdır. En iyi örneklerden biri bu bağlamda Kayseri. Yeni arsalar üretilip, göçmenler oraya yerleştiriyor.”

İris Şentürk
TKB Adına- (Antakya Belediye Başkanı)

Yaklaşık 20-25 gün önce Avrupa Tarihi Kentler Birliğine TKB’ni temsilen katıldım. Türkiye TKB’nin sunumunu orada yaptığımızda, bütün diğer 12 üye ülkenin başkanları şaşırdılar ve bu kadar kısa sürede bu güzel gelişmeleri yakalayabilmeinin gizni sordular bana... Ben de Metin Hocamızdan, Oktay Bey’den, onların yönlendirmelerinden, danışma kurulumuzdan, tüm üye belediye başkanlarımızdan sözettim. Kuşadası da başaracaktır eminim...”



KUŞADASI İNCELEME TURU
(Yeni resimler gelecek)







TKB İzmir Buluşması – 3. Gün
27 Eylül 2003, Cumartesi
İzmir Forumu
Oktay Ekinci forumu yönetti...

Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu

Prof. Abbasoğlu, TKB’nin açtığı çığırı bir “Seferberlik Türküsü”ne benzetti ve ören yerlerinin ve müze gelirlerinin bulundukları yerlere harcanması gerektiğinin altını çizdi. Abbasoğlu, yerel yönetimlere düşen başlıca görevlerin; “Doğru ve uygulanabilir planlarla, yasal prosedürleri yerine getirerek, doğru uzmanlarla işbirliği yaparak, devletin katkısından ayrı olarak sürekliliği sağlayacak bir fon yaratılması” olduğunu söyledi.


Nadir Avcı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü

“Neyin korunacağı hala iyi tesbit edilemiyorsa, hala ne yapacağımız belli değil demektir. Ören yerleri gelirleri sorunu bir yasal düzenleme ile ancak çözülebilir.”

Ekinci, 3. gün İzmir’den ayrılmak zorunda olan Prof.Dr. Zekai Görgülü’nün mesajlarını şöyle iletti:
· Önce kent merkezi değerlendirilmeli, merkez terkedilmemeli, sonra uydu kentler planlamasına yönelinmeli,
· Kentlerin kentsel karakteri, yeni gelişme bölgelerinde de sürdürülmeli,
· Tarihi çarşıların korunması ve yaşatılması için fiziksel müdahale yetmemektedir, bu nedenle planlamada süper market vb gibi rakip yoğunluklar yaratılmamalı,
· Ulaşımda toplu raylı taşıma sistemlerine mutlaka yer verilmelidir...”

Sonra tartışmaya geçildi:

Mithat Kırayoğlu, Zekai Görgülü’nün mesajının birinci maddesi ile ilgili olarak, kaygılarını ifade etti: “Tarihi kent merkezinin zaten taşıyamayacağı büyüklükler, ancak tarihi kent merkezinin biraz dışına çıkıldıktan ve oradaki rant baskısının azalmasından sonra dışarıdaki yerini alabilir...”

Prof. Dr. Cevat Geray:

“Kent bütünü içinde tarihi kent alanlarında toplu konut ile ilgili bir yönetmelik konusu vardı. Toplu konut için bir fon sözkonusu idi. Artık bu fon sözkonusu değil, bu bir ödenek. Bunun için kültür mirasını da kapsar hale gelmeli bu ödenek. Bunun kullanılması da yenilenmesi demektir. Bugünkü iktidarın programında kentsel dönüşümden de sözediliyor. Bunun için bütçeye tarihi kentlerin de korunması için madde koydurmalıyız.”

Mehmet Ata Tansuğ:

“İnsan unsurunu hiç unutmamız gerekir. Tarihsel dokunun içindeki insan unsuru çok önemli. Koruma O’nun için de cazip olursa terkedilmişlikten kurtulunur. Aynı zaman da en büyük dert göçün bir dalga olduğu kabulünden hareketle tersine döneceğine inanmamız da gerekmekte.”

Ömer Koçaklar, Mardin Valisi:

“Mardin’de gönüllülerle birlikte ‘Kent Konseyi’ni oluşturduk ve halka kültür ve tabiat varlıklarının korunması kanununu öğrettik. ‘Mardin Sevdalıları’ onlara katıldı. Taş yeniden aslına döndü. Sokaklarda çekiç sesleri duyuluyor. Vatandaş artık bizim yanımızda. Sorumluluk üstlendi. Dalga dalga turizm de büyüyor. Süryani manastırını binlerce kişi ziyaret ediyor... Basına çok teşekkür ediyorum. Sayın Ekinci’nin de bir yazıya ‘Restoratör Askerler’ başlığını attığı gibi...”


Muğla Belediye Başkanı

Bazı çekincelerim var:
1. madde- Yeni yerleşimi daha dikkatli planlamalı, ama bunu asla geriye atmamalı...
4. madde- Toplu taşıma da zaten yeni yerleşim bölgelerine öncelik verilmesini gerektiren bir husus...”


Oktay Ekinci:

“Kent halkının planlardan olduğu kadar arkeolojik geçmişten de haberdar olması çok önemli. Halkın bundan haberdar olmaması, aslında yerel yönetimlerin de haberdar olmaması demek. O yüzden bu tür kentlerin her birinde, uygun bir yerde bir kazı başlatılmalı ve halk kentinin arkeolojisi ile tanıştırılmalı. Bu tanışma müzelerde olmuyor...”

Selami Öztürk, Kadıköy Belediye Başkanı:

“Biz ‘Khalkhedon’ ile Kadıköy’lüleri tanıştırmak için Altıyol’da bir kazı başlatacağız!.”

Prof. Dr. Levent Zoroğlu:

“Koruyamayacaksanız hiç açmayın!’ ilkesini unutmamak gerek. Yerin üstündekini koruyamazken, bir kere açtıktan sonra yerin altındakileri korumak daha zor olmaz mı?é

Prof. Dr. Numan Tuna:

“TKB’nin misyonu elbette çok önemli. Bundan sonraki toplantılarda bu konuya yani ‘Sonuç Bildirgesi’ yazımına daha fazla zaman ayrılmalı. Çünkü bu bölüm TKB toplantılarının en önemli bölümü ve bu aşamada kelimelerdeki nüanslar çok farklı sonuçlara götürür bizi. Kaldı ki bu bölümde yani Sonuç Bildirgesi’nin yazımında konunu uzmanları da hazır bulunmalı. Bu mesajların, alıcısı olan kesimlere –mimar, arkeolog, v.d)- doğru gitmesi gerek. ‘Kazalım bakalım ne varmış’ diye algılanmamalı burada konuşulan şeyler şimdi... Stratejik konuları tartışmaya daha çok zaman ayırmalı. “

Nazan.....
Urla Kent Senatosu Bşk.

“Takas konusu hasım yaratıyor. Toplu Konut Fonu’nun kullanış biçimi TKB’nin Birlik statüsü bağlamında çözümlenebilir.”

Seyhan Duru, Avanos Belediye Başkanı

“Ören yeri gelirleri şimdi DÖSİM’de toplanıyor. Böyle olmasın...”

Nadir Avcı:

“Koruma tek başına yapılamaz, ama bir başka TKB toplantısında nerede durduğumuzu bir saptayıp, durum değerlendirmesi yapalım lütfen. Hep beraber bakalım.”

Oktay Ekinci:

“Safranbolu’da yapılacak TKB toplantısında bu başlığa da herhalde yer verilir...
Bu toplantının bildirgesi de Sayın Cumhurbaşkanının yine ders verici nitelik taşıyan konuşma metninde işaret ettiği hususları içerecek, onlara bazı katkılarda bulunacak...”

Daha sonra TKB Meclis Toplantısı’na geçildi...

Erdoğan Bilenser başkanlığındaki Meclis’te karar alınması bekleyen gündem maddeleri oylandı. Bunlar arasında “TKB Büyük Ödülü”nün bundan böyle Prof. Dr. Metin Sözen adına verilmesi de vardı.

Sonra yeni üye olan belediyelerin sunumlarına geçildi.

Eski Gediz (Ekrem Taşkestik) , Kemerhisar, Konak Blediye Başkanları sunumlarını yaptılar. Şişli (İstanbul) Belediyesi adına Mimar Erhan İşözen kısa bir konuşma yaptı.
Sonra bütçe komisyon raporu teker teker oylandı.

Daha sonra İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı Ahmet Priştina bir kapanış konuşması yaptı.



Eylül 29, 2003
Prof. Dr. Metin Sözen


KULA FORUMU

Oktay Ekinci

"23 yıl önce (1988'de) 'Kulalar Yıkılmasın' diye Sempozyum yapılmış. Sonuç Bildirgesi'nde bazı kararlar alınmış. 1. Karar; Kula Türk Evini Koruma Derneği kurulması. 2. Örnek proje 'Bozerler Evi'nin seçimi. 3. 'Beyoğlu Evi'nin restore edilmesi kararı. 4. 'Zabunlar Evi'nin de seçimi (Bugün Valiliğin evin mülkiyetini alarak restore etme kararı verdiği)...
Bunlar gibi nice mücadeleler verildi. Çünkü kültürel değerler gerçektir. Gerçeğimizi yitirirsek ütopyalarımızı da yitiririz. Tarihi özellik taşıyan gelişmiş ülke kentlerine gidin, bakın. Tarihi yapılar ayaktadır. Türkiye'de her kurumun geleceğini garanti altına alması için tarihine sahip çıkması gerekmektedir. "



Prof. Dr. Metin Sözen

"Çarşıya girdik. Bize birşeyler ikram etmek isteyenler, sevecen bakışlar vardı. Bir hanımın, 'Şu kiliseye bir ampul tak' diyen sesi hala kulağımda. Anadolu kadınının tüm insanlık tarihinin simgesi olduğuna inanıyorum. Evindeki kadınımızın sıcaklığı sokaklara, kentlere ve metropollere yansımıyor. Ben Türkiye'nin çok geri kaldığına inanmıyorum. Korumanın gerçek olmasını istiyorsak kadınlarımızın getirdiği simgesel değerleri görmek gerek. Ben bunu kadınların eşit koşullarda var olmalarına bağlıyorum. Biz kendimize biraz yalan söylüyoruz. O zaman da koruma gerçekleşmiyor. Benim kendi ailemdeki eşitlikçi yaklaşımın, korumada da gerçekleşmesi gerekir. Belediye başkanlarımız toplantılarımızda daha güzel olayları ortaya koymaya başlamışlardır. İlişki ile gelişen, dostluğa dayanan geçmişimizi, yazıya dayanmayan soyut mirasımızı ne güzel ortaya çıkardılar!
Şimdi koruyacağımız şey, akıl noktasında birlikteliğimizdir. "

Temel Koçaklar, Mardin Valisi

"Bugüne kadar bu toplantılara katılamadım. Hep de bir eksiklik hissettim bu yüzden. 3,5 yıldır Mardin'de kültürel değerlerimizi yaşatmak için çabalıyoruz. Ezan sesini çan sesinin selamladığı bir şehir Mardin... Biz tarihe karşı sorumluluğumuzu yerine getirmeye çölışıyoruz. Bunlar bizim tapumuz!"

Oktay Ekinci

"Türkiye'de para yok değil. Tarihi yok edecek yatırımlara dahi kredi veriliyor. Ama tarihi koruma konusuna gelince 'para yok' deniyor!"

Mudurnu Belediye Başkanı

"Biz Mudurnu'da iflas ettikten sonra ev restore edip, yeni bir ufuk açtık. Kula evlerinin misyonu da bence konaklamadır"

KULA FORUMU böylece sona eriyor...

Katılımcılar akşam yemeğine gitmek üzere tekrar otobüslere biniyorlar...
Akşam yemeğinde Kulalı öğretmenler, eczacılar, doktorlar, diğer mesleklerden müzik, edebiyat ve folklor sevenler konuklara yöresel müziklerden bir ziyafet çekiyorlar. Bu arada Kula mutfağından özgün örnekler tadılıyor...


Diğer haberler ve görsel malzeme yayına hazırlanıyor... Lütfen akşama doğru tekrar uğrayınız!


Eylül 26, 2003
26 Eylül Cuma... KULA
KULA sokakları yüzlerce katılımcı ile şenlendi...








Katılımcıları Kulalı bir efe grubu özgün müzikleriyle karşıladı...






Daha sonra KULA FORUMU'nun açılış konuşmalarına geçildi... Kula Belediye Başkanı Selim Aşkın, Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi ve Manisa Valisi Orhan Işın konuşma yaptılar...


Selim Aşkın
Kula Belediye Başkanı Selim Aşkın; Hoşgeldiniz konuşmasını Yunus Emre'nin "gelin canlar tanış olalım, işi kolay kılalım"ına gönderme yaparak açtıktan sonra;
"Yüzlerce yıllık tarihi geçmişi olan yaklaşık 1000 ev bugün korunmayı bekliyor, hak ediyor.
Belki koruma kelimesi de konuyu yerli yerince yerine oturtamıyor. Neyi kime karşı koruyacağız? İnsanın yapıcı yönünün benzersiz ürünleri bu evleri, insanın yıkıcı doğasından korumaya kalkışmak ne kadar hazin, ne kadar düşündürücü... Oysa bu evler korunmayı değil sahiplenmeyi bekliyor. Doğru kelime, evet, burada 'sahiplenmektir" dedi... Aşkın, "Türkiye'de turizmi denize endeksli tek boyutluluğundan kurtarmak, kültürler, kentler ve uygarlıklar zirvesinin buluşma yerleri haline getirmek için elimizde eşsiz fırsatlar bulunmaktadır" diye devam etti....
"Bir açıkhava müzesini andıran Türkiye, kend küllerinden yeniden doğan anka gibi, kendi özgücü ile, sivil hareketin, sivil güçlerin örgütlü sinerjisinden yeniden doğuyor" diyen Selim Aşkın, bu gelişmede Tarihi Kentler Birliği'nin rolünün önemine değindi ve;
"Sevgili dostlar, Kula evleri bizim kaderimizdir ama asla kederimiz olmayacaktır.
Kaderimizdir, çünkü bu kaderi bize verilmiş olan olarak yorumluyor ve bu kadere teşekkür ediyoruz.
Ama kederi kabul etmiyoruz ve bu kaderin mutlulukla inşa edilirse güzelleşeceğine inanıyoruz. Bu görkemli kader için bu topraklara ve yaratana şükrediyoruz.
Hepinizin yüreğinde yer edinen Kula kokusunun bir ömür boyu sürmesi temennisi ile..." diyerek sözlerini bitirdi...



Hüseyin Tanrıverdi, Manisa Milletvekili:

"Bugün Kulalı olmaktan, Manisalı olmaktan bir kere daha gurur duydum. Bu gururun kaynağı sizlersiniz. Bu geçmiş, geleceği inşa etmemize sebep olacaktır. Ben TKB olayına sahip çıkan bir milletvekiliyim. Valilik, "Beyler Evi"ni restore ettirecek. Kula sokaklarında hep beraber dostça gezdik. Meydanlarımızı hep beraber gördük. Kula gerçek bir açıkhava müzesi. Peri bacaları 20 km. ötemizde..."


Orhan Üstün, Manisa Valisi

"Türkiye doğal ve kültürel değerler açısından dünyada önemli bir yer tutmaktadır. TKB'nin doğa ve tarihi değerlere sahip çıkmasını takdirle karşılıyoruz. Valiliğimiz, Hacı Zabunlar Evi'ni restore ettirecektir. Bir ev restore etmek önemli değildir. Bu bir doku olarak içe sindirilmelidir. Bu yönden Kula güzel bir platformdur."

Erdoğan Bilenser, TKB Başkanı, Bursa Büyük Şehir Belediye Başkanı

"Bugün sabah 06'da kalktık. Yorulacağımızı sanıyordum ama hala yorulmuş değiliz. Bizde hem belediyeler hem de il özel idareleri var. Hem Çekül, hem Mimarlar Odaları ile halk var. Böyle bir belediyeler birliği daha olduğunu sanmıyorum.
Kula, kültürel değerleriyle hala ayakta. Soyut miras olarak da ayakta. Bize verilen müzik ziyafeti, ikram edilenler... bütün bunlar sevindirici... Sayın milletvekilinin gönülden konuşması için de teşekkür ederim."


Ord. Prof. Dr. Ekrem AKURGAL Büstü Açılışı, Tepekule – Smyrna Gezisi

(Açıklamalı haber birazdan!)


İkinci Gün, Murad Köşkü açılışından sonra tekrar "İzmir Sanat"a dönülerek oturumlara devam edildi...
Uzmanların Görüşleri, Tartışma – Değerlendirme
Yöneten: Haluk ABBASOĞLU ( TKB Danışma Kurulu Üyesi )


• Prof. Dr. Fahri IŞIK
• Prof. Dr. Emel GÖKSU
• Doç. Dr. Gül ASATEKİN
• Yrd. Doç. Dr. Akın ERSOY

12.00-12.30 Forum-Genel Katkılar


II. Gün- I. Oturum“Kent İçindeki Ören Yerleri ve Kentsel Arkeoloji”
Yöneten: İris Şentürk, Antakya Belediye Başkanı



Akif Ersezgin, Bergama Belediye Başkanı

Bergama’nın tarihini özetleyen Ersezgin, Akropol, Asklepion ve Bazilika olarak 3 önemli noktanın ele alındığını ve Bergama’nın turizmden payını alamadığını vurguladı. Sorunların başında bu önemli eserlerin giriş bölümlerinin kötü olduğunu, çevrelerinin düzgün olmadığını, aydınlatma, ulaşım ve güvenlik açısından olumsuzlukların altını çizdi. İçinde bir Roma Hamamı da bulunan bir eserin ve diğer bazılarının daha önceki imar planlarında farkedilmediğini ve yapılaşmaya izin verilen alanların içinde bu eserlerin kaldığını söyleyen Ersezgin; Koruma Planı ihalesi, Rölöve Restorasyon Bürosu’nun saptadığı 47 adet eser, Kuzey Turizm Projesi, Küplü Hamam, Domuz Hamamı gibi restorasyon çalışmaları gibi yaptıkları ve yapamadıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
“-Ören yeri gelirleri ören yerinin bulunduğu kentte kalmalıdır,
- Tarihi kentlere yerel yönetimlerce hazırlanacak projelere destek
- Arkeolojik kazılarda Türk arkeologlar bulunmalı, standartlar saptanmalı
- Merkeziyetçilikten yerelleşmeye geçilmelidir,
- Geçmişi ile içiçe yaşayan kentlerdeki kültür bilincinin güçlenmesi icin eğitim

Burhanettin Kocamaz, Tarsus Belediye Başkanı
“Eshab-ı Kehf”
“M.Ö.I. yy'da Tarsus olarak adlandırılan ve günümüze kadar bu adla gelen kentte çok sayıda tarihi eser ve kalıntı var. Kent Müzesi ve Arşivi ile kentin geçmişiyle ilişiki kurmak istiyoruz. Kazılarına 1994 yıında başlanan kent içi arkeolojik alan çalışmalarını yürütmekteyiz.”

Prof. Dr. Levent Zoroğlu kazılar hakkında bilgi veriyor...


İsmail Aynur, Altınoluk Belediye Başkanı

“Sizlere sunduğumuz dosyalarda da belirtildiği gibi Antandros kentidir Altınoluk... Beldemiz 1936’dan beri kentsel sit alanıdır. Şimdi toprağın altındakini sabırla günyüzüne çıkarıyoruz. 450 yıllık Altınoluk, 2700 yıllık Antandros’daki kazıyı şimdi çalışmanın yöneticisi Gökalp Bey’e bırakıyorum”...
Kazının sanat tarihçisi Firdevs Sayılan tarafından çekilmiş görseller eşliğinde yapılan sunum katılımcıların takdirini kazanıyor...

Önder Batkan, İzmir Büyük Şehir Belediyesi Tarihsel Çevre ve Kültür Varlıkları Müdürü
“Geçmiş uygarlıkları sürdürmek zorunda kalan ülkemizde kentsel arkeoloji önem kazanmaktadır. Bu korumanın arka planındaki hukuki yapıya göz atacak olursak ‘anıt koruma’nın ön planda olduğunu görürüz... Kentsel hizmet verilirken arkeolojik eserlerin tahribedilmemesi önemlidir...”




İris Şentürk, oturumu kapatıyor. Vakit azlığından ötürü de kendi sonsözlerinden "feragat" ediyor!


**************************************
TKB İZMİR TOPLANTISI 2. GÜN: 26 EYLÜL 2003 CUMA
Eski bir levanten konağı; "Murad Köşkü" açılşı...

İzmir'deki ikinci sabahımız, 9 Eylül Üniversitesi'nin restore ettiği ve belediyenin gençlik merkezi olarak kullanıma sokacağı Murad Köşkü'nde açılış ve sabah kahvaltısı ile başladı...


-




1.Gün- II. OTURUM

"Uzmanların Görüşleri"



Prof.Dr. Zekai Görgülü’nün yönettiği “Korumaya ilişkin sorunlar saptamalar deneyler ve çözümler” başlıklı oturumda sırayla şu konuşmacılar söz aldı:


TMMOB İzmir Mimarlar Odası
Emel Kayın

“Kentsel Mekandaki Koruma Eyleminin Bütünselliği”

20. yy’da yükselen değerlerin biri de Kent, mimarlık, tarih ve doğa... Bunların önemi gerçekten kavrandı mı acaba?
Koruma tanımı mevzuat açısından bakıldığında teknik boyut önde geliyor. Ancak ‘insan için daha iyi bir yaşam çevresi yaratılması’ gibi bir geniş tanımlamayı yeğlemek gerek. Ulkemizedeki koruma kuramları ve örgütlenme biçimleri 19. yy’da batıdan alınmıştır. 20.yy’da kentlerimizde büyük bir tahribat gerçekleşti Politika ve sermaye –büyük-küçük- bu tahribatta önemli rol oynadı. Sivil toplum kuruluşları, TKB’nin kuruluşu gibi faktörlerle bu gidişte bir dönüşüm başladı TKB ivme kazandırdı. Toplum bilinçlenmezse koruma doğru gelişmez.
1- Değer saptırma: Çağdaş kent kavramı, kültürel değerler
Değişen dünyada konum belirleme ihtiyacı (ötekilerin bakışı için korunmamalı)

2- Ölçekler arasındaki ilişki ve farkındalık : Küçük ve büyük ölçekler arasındaki ilişki kurulamıyor. SİT alanlarına odaklanmamalı kent bütünü ile ilişki göz önünde bulundurulmalıdır. Kent bütününün gelişme sürecinde tarihi dokunun yeri ve ilişkileri doğru tanımlanmalıdır. Öznel yapısı, mevcut altyapı önemlidir. Koruma interdisipliner bir çalışma olduğu için diğer disiplinlerle işbirliği içinde olmalıdır.
4- Yalıtılmış kentler ve yapılar: Batıda da çok tartışılan bir konu. Ait oldukları coğrafya, kültür ve insanlardan yalıtılıyor korunan yapılar. Turizm de bu bağlamda bir amaç değil araç olarak değerlendirilmelidr. Kent bütünündeki koruma eylemleri rastlantısıllıktan uzaklaşıp, diğer disiplinlerle ortak yapılmalıdır.”

Emel Kayın'ın bildirisinin tam metni için burayı : tıklayınız

Tuncay Karaçorlu
TMMOB İzmir Şehir Plancıları Odası


“Yerel rantçılar ve onların temsilcileri merkezi idareye
Metropolitan alan burada tüm yarımadayı kapsamaktadır. (kent sınırını dar tutmama gereği)
Koruma olgusu ideolojik ve kültürel bakışa göre değişen bir eylemdir.
Sosyal güvenlik kurumları oluşturulması da önemli.
Uluslararası boyutu var korumanın. Spekülatif davranışlara yol açan etkenlerden biri de bizi rant ekonomisinde kalmaya zorlayan uluslararası etkidir aslında.
Yerel alanda meslek odası olarak sık sık müdahale ettiğimiz bir gelişme de koruma kurullarının kararlarının hayata geçirilmesi sürecindeki baskılarla değiştirilen kurul kararlarına karşı dava açmaktır. Fy hattının yeri nasıl değiştirilemezse sit alanı da öyledir. Spekülatif rant girişimcileri uygulamada suç ortaklığı
Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nu Müzeler Genel Müdürlüğüne dönüştürmek cinayettir.”


Prof. Dr. Yüksel Dinçer
“Doğrusu bizler koruma korusunda ileriye bakış açısından daha pozitif olmalıyız diye düşünüyorum... Metropolitan alanlara geldiğimizde karşımıza birkaç paradoks çıkıyor. Bunları planlama konsepti içinde yerine otrurtmak zor ama bazı ipuçlarını şöyle sıralayabiliriz:
Büyük şehirlerdeki koruma kavramı küçük ve orta büyüklükteki kentlerdeki korumadan farklıdır. İkincisinde korunması sözkonusu yapı bir ‘teklik’ arzetmekte. Kültürel birliktelikleriyle o kentin insanları o değerleri oluşturdukları için orada koruma zor değil. Kültürel korumayla birlikte ekonomik, sosyal yapıyı bütün ögeleriyle birlikte koruma mümkün.
Metropollerde özellikle göç nedeniyle Anadolu’daki küçük kentlerin birer örneğini oluşturuluyor. Dolayısyla kültürel yapıyı tanımlamak bu örneklerin teker teker tanımlanmasını gerektiriyor. Göçle gelen bir tahribat da sözkonusu. Ör. İstiklal Caddesinin hemen gerisindeki fiziksel mekanları koruma sözkonusu olduğunda o fiziksel mekanları oluşturanların orada olmadığını görüyoruz. Şimdi orada orta Anadolu’dan gelen vatandaşlar var. Orayı korumayı başarsanız bile içindeki insanı geri getiremiyorsunuz. Bunun için çok daha başka politikalar gerekiyor. Fiziksel korumanın özellikle belediye açısından politikası olmamalıdır. Ama kültürel varlığın hayatını sürdürebilmesi için politikalar şarttır. Bir kültür varlığı kendi içinde bir ideolojiyi de barındırmaktadır. Bu nedenle fiziki korumayı yapanların da bu bağlamda ideolojisi olmamalı. Çoğunlukla mesleki deformasyonlar özellikle kültürel alanda farklı paradigmalarla ‘kendini uydurma’ya dönüşüyor. ‘Koruma’ zaman zaman ‘muhafazarlık’a da dönüşüyor. Çivi çaktırmama halleri gibi.
Koruma artık sadece zengin işi değil. Alt gelir grupları da ellerindeki varlıkları koruyabilir, yerel yentimlerin onlara yardımcı olması gerekir.

Koruma bir ‘Soylulaştırma’ eylemi olmamalı. Korunan yerde yaşayanlar, onları yaratanlar orada yaşamaya devam etmeli. Aksi, kültürel korumanın deformasyonu olur.

Koruma baskı unsuru da olmamalı. Elinden alınacağı gerekçesiyle bazen saklama eğilimine giriyor insanlar.

Özellikle metropollerdeki kültürel farklılaşma tarihi kentler için teminattır.
Bugün gelecek için tarihtir. Yalnızca geçmişten gelen tarihsel değerleri aktarmak yeterli değildir. Çağın tüm değerlerini barındıran günümüz kentinin saklanabilir ve geleceğe aktarabilir biçimde oluşturulması önemlidir.
Koruma halka rağmen, yaşayana rağmen gerçekleştirilemeyecek bir olgudur. Konuyu bütün birkentin konusu haline dönüştürmek şarttır. Özellike demokratik hakların kullanılması bakımından Kentleşme Hukuku platformu oluşturulmalıdır.”



Prof. Dr. Sezai Göksu
“Metropliten kent denince koruma daha zor bir hadise. Küçük kente göre rekabet edeceği daha çok olgu var.
Bizim gibi ülkelerdeki büyük şehirler daha büyük tehlike altında. Büyük dünya kentleri doğasıyla tarihiyle ayakta ama sermaye imparatorluğu nerede birikeceğini şaşırdığı için onlar tehlike altında. Alt yapı olanakları daha fazla olduğu için sermayenin bütün segmentleriyle –turizm özellikle- daha kolay birikebileceği yerler çünkü.
Her gelen imparatorluk direnmeyen toplumun pasif temelleri üzerine kendini kurarsa eğer, orada bir tarihsizleştirme vardır ve bu da en büyük faşizmdir. Korumaya da böyle bakılabilir, ‘alıntı veren’, ‘referans veren’ koruma önemli.
Asıl proje doğada cereyan ediyor. Plan o projenin teknik bir anına denk gelen bir detay sadece. Bilim tarafsız yapılmadığı için bir takım aaktörlerin arasında o da var ve bu aktörlerin bazıları tarih ve doğaya karşı olanlarla mücadele içinde. Ama eğer ceremesi çekilmişse alıntı yapma hakkı doğar. Bugün Konak’ta dükkanlar yoksa mücadelesi yapıldığı ceremesi ödendiği için. Bir tür kefaret yani. Geçmişi geleceğe doğru korumak bir toplumsal örgütlenme ve devrimci bir iş. Planlama bunun üstesinden gelemez şimdiki halinde. Bunu inşaat yapacak olanları, mülk sahiplerini ilgilendiren bir kağıt olmaktan çıkarıp, bu konudaki direnişi ve mücadeleyi örgütleyen bir araç haline dönüştürmek gerek. Planlamanın ayıklama yapması da çok ahlaksızca gelir bana. İyi toprak, kötü toprak gibi... Bunu da yapmayan bir planlama yapmalı ve bunun yeri de ofis değil sokak, halkın içi olmalı yani.”

Sezai Göksu’nun uzun alkışlarla karşılanan konuşmasından sonra katkılar ve sorulara geçildi.

Avukat....
“Dün İzmir’de bir trajedi yaşandı: Karşıyaka tren istasyonundan 150 metre uzaktaki bir levante konağı yıkıldı dozerlerle. ‘Danıştaydan onay alınmış da yıkılmış’ diye duyduk. En kötüsü de bu zaten ‘kılıfına uydurulmuş’luk. Kanser gibi bu yok eden enerji.

Bir başkası (mikrofonda ismini belirtmeyen):“Söz konusu binanın önce kitabesi yokedilmişti. Şimdi restorasyon bahanesiyle içi ve dışındaki diğer ögeler de yokedildi. Konak Pier’den bahsediyorum. Bu bir cinayet değil midir?”

Bir başkası: (mikrofonda ismini belirtmeyen)

“Meydan okumalar var bazı. Sadece bina ölçeğinde davranılıyor çoğu zaman. Uygulama araçlarında çekilen sıkıntılar. 18. madde aracı var sadece. Bu meydan okumaları çözecek bir plan anlayışı nasıl edinebiliriz? Belki bugün aşağıladığımız bazı şeyleri yarın korumak isteyeceğiz. Statik planlama anlayışları ile dinamik süreçlere nasıl yaklaşacağız“


Kemaliye Belediye Başkanı:
“Bizde 3 tane bina var. Ne alabiliyoruz ne satabiliyoruz. Hukuki sorunları nasıl aşacağız? Plastik atıklardan nasıl kurtulacağız?”

Tekin Bayram- Yalvaç Belelediye Başkanı
“Türkiye acaba demokrasi için bir bedel ödemediği için buralara gelindiğini düşünüyorum. Anadolu’dakileri nasıl duyarlı hale getireceğimizin de planını yapmalıyız.”

Prof.Dr. Coşkun Özdemir:

“Sezai Göksu çok ilginç bir sunum yaptı. Ona soruyorum ceremenin ödenmesi ve geleceğe dönük alıntı.”

Oktay Ekinci

“TKB’nin bir beklentisi var. Zaten TKB bir tavır değişikliğinin ürünüdür. O değişiklik yerelin önemi ve kültürel korumanın asıl öznesinin insan olduğunu hatırlamaktır. Ancak imar yetkisi belediyelere verilirken, merkezi hükümet tarihi dokuyu korumayı kendi üzerine aldığı için belediyeler tarihten kopmuştur.
İmar planlama gibi bilimsel bir konunun da belediyelere bırakılması da ağır bir ihmaldir. TKB bu gibi toplantılardan umar aramaktadır. Kentler büyüyor, ama Roma büyürken Roma ortadan nasıl kalkmıyorsa İstanbul, İzmir de öyle büyümelidir. Kayseri büyüyerek bitti. Metropoliten planlama ile
1. Tarihi kent merkezi terkedildiği için yeni gelişme alanı açılıyor merkez çöküyor
2. Arasta ve tarihi çarşı korunurken yakınına büyük çarşı açılıyor.
3. Raylı toplu taşın sisteminin gündeme gelmesi gerekir. Metrosuz metropoliten olmaz.

Bu toplantıdan bu sorunları çözecek bazı açıklamaların da çıkmasını bekliyorum.”

Sorulara verilen yanıtlar:


Sezai Göksu“Gecekonduları yıkıp yerine site yapmak ahlaksızlıktır çünkü o gecekondu bana ülkemin göç olgusu hakkında bigi verdiği için ondan alıntı yapmamız gerekir. Cereme de o konuda verilen mücadeledir işte.
Bizim 80 sonrası kentleşmemiz sermayenin kentleşmesidir aslında.
Nasıl mücadele edeceğiz? Adamın her yerde bir ayağı var. “

Emel Kayın
“Koruma hem kuramsal hem uygulama işi. Kent bütünü yani metropol alandaki planlamanın esas işlevi ..... olmalıdır.”

Yüksel Dinçer

“Paris’te 60’larda yapılan yeni mahalle ‘La Defense’ ile merkez arasındaki ilişiki
ilginçtir. Orası çok gözde bir yerken, şimdi merkez tekrar cazibe merkezi oldu. Demek ki plan dinamik bir şeydir. Metropoliten alan planı ile kent planı arasındaki farkı saedece bir ölçek farklılaşması olarak almayın. Eş kriterlerle ele alınamaz. Birşeyler kazanmak için artık bedel ödemek yerine aklımızı çalıştırmayı öğrenmiş olduğumuzu düşünüyorum.”

Oturumu kapatırken Zekai Görgülü şunları söyledi:

“Planlamaya herşeyi atfetmeyin!
Gelişme ile özdeş olan planlama mantığından uzak durun.”










TKB İzmir Toplantısı Başladı...







Açılış, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'nın konuşması ile başladı...
Daha sonra TKB ve Bursa Büyük Şehir Belediyesi Başkanı Erdoğan Bilenser, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Enis Yeter, İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer konuşmalar yaptılar...



İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina...
"İzmir 5000 yıllık bir kent... İzmir'i bir turizm ve ticaret şehri yapmak gibi bir vizyona sahibiz... 1/5000 planları bu yaklaşım içinde düzenledik. Tepekule ve Agora kent merkezinde ören yerlerine güzel bir örnek olduğuna inanıyoruz"...

Erdoğan Bilenser;
"3 yıl önce 60 belediye ile çıktığımız yolda 115 belediyeye vardık. Bugün son yıllarda göç ve yasal olmayan yapılaşma yüzünden büyük şehirlerde tarihi doku bir çok konu gibi yıpranmakta... Bir diğer konu ki bunu bir kampanya haline getirmek istiyoruz, yurt dışına kaçırılan tarihi değerlerimizin de geri getirilmesi...
Sorumluluklar ve yeteneklerin ve bütün ortaklıkların katıldığı bir çaba olarak görüyoruz tarihi değerlerimizn korunması çabalarını...
Bir yeminimiz olmalı... Belediyelerimizde görünen bir yere asacağımız. Danışma kurulumuz bunun için çalışıyor...

Enis Yeter:
Anadolu topraklarının taşıdığı değerlerin bilincinde olsa idik bugün başka yerde olurduk. Bizimkisi 'öğretilebilir acizlik' durumu... (burada acizliğin öğretilebilir bir durum olduğunu büyük balık-küçük balık deneyiyle örnekliyor Yeter) Kültürel kimliğe sahip çıkmak için aciz durumda olmadığımızı kabul edersek güçleneceğiz..."



İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu...
Yusuf Ziya Göksu:
"Sağlık turizmi ve inanç turizmi açısından İzmir önemli bir merkezdir. Öncelikle kültür varlıklarımızn tesbiti için envanter çalışmaları yürütülmektedir.
Valilik olarak Vilayet Konağı restorasyonu gerçekleştirdik. Envanter sonrası stk'larla restorasyona başlayacağız. 1 trilyon bütçe ayırdık. Bu değerlerin tahribolup yıkılmamaları için and içiyoruz"








Cumhurbaşkanı Konuşmasının tam metni:

“Değerli Konuklar,
Kentine ve kültürel değerlerine sahip çıkan kişilerden oluşan bu seçkin toplulukla yeniden biraraya gelmekten büyük mutluluk duyuyorum.
Tarihi Kentler Birliği'nin değerli üyelerini ve katılımcıları içtenlikle selamlıyorum.
Günümüzde uygarlığın temel ölçütlerinden biri, ulusların kültürel değerlerini önemsemesi, bu değerlere sahip çıkması ve bunu evrensel değerlerle buluşturabilmesidir. Bu, aynı zamanda önemli bir gelişmişlik göstergesidir.
Ülkesine ve kentine sahip çıkan yurttaşlarımızın ve yerel yönetimlerimizin oluşturduğu, başarılı çalışmalarını yakından izlediğimiz Tarihi Kentler Birliği'ni bu amaca hizmetlerinden dolayı kutluyor, bu güzel girişimin tüm yurttaşlarımıza ve kuruluşlarımıza örnek olmasını diliyorum.
Yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, bilim insanları ve yurttaşlarımızın kentle ilgili düşüncelerini paylaştıkları, tasarı geliştirdikleri ve uygulamaya koydukları bu kurumsal yapılanma, aynı zamanda demokrasinin çok seslilik ilkesi ve yönetime katılma anlayışının da güzel bir göstergesidir.
2000 yılında yaklaşık 60 belediyemizin katılımıyla kurulan Tarihi Kentler Birliği'nin üye sayısı yüzü aşmıştır. Bunu, ülkemiz ve geleceğimiz yönünden mutlulukla karşılıyor, sivil toplum örgütlenmesi yönünden sevindirici buluyorum.
Birliğin ortaya koyduğu çalışmalar ve projeler, tarihi kentlerimizin korunması ve özgün kimlikleriyle geleceğe taşınması konusunda bizleri umutlandırmaktadır.
Değerli Konuklar,
Yönetsel ve siyasal birliğin geliştiği, kamusal yaşamın yerleştiği kentler, sundukları eğitim, kültür, sanat ve ticaret olanaklarıyla, insanların yaşam merkezleri olarak uygarlık tarihine yön vermiştir.
Ülkelerin uygarlık tarihinde bulundukları yer, kentlerinin gelişme düzeyleri ile özdeşleşmiştir. Çağdaş kavram ve değerler de gelişmiş kentlerde yeşermiş ve yaşam bulmuştur.
Bireylerin tüm gereksinimlerine yanıt vererek, toplumsal ve siyasal yaşama etkin katılımlarını sağlayan kentler, sağlıklı kuşakların yetişmesini olanaklı kılarak ülkelerin gelişimini hızlandırmaktadır.
Çağımızda kentler, insanlara sunduğu olanakların yanında, büyük sorunlar da yaşamaktadır. Nüfusun hızla artması, plansız-programsız yapılaşma ve kırsal alandan göç gibi çeşitli sorunların neden olduğu olumsuzluklar, kentleri etkilemektedir.
Kent tasarımını ve yasal düzenlemeleri dikkate almayan gecekondular, gerek fiziksel gerek sosyal altyapı eksiklikleri nedeniyle bireysel yaşamda ve kent yaşamında olumsuz etkiler bırakmaktadır. Ülkemizde son yıllarda gittikçe artan gecekondulaşmanın birçok kentimizin tarihsel, kültürel ve çevresel değerlerini yok ettiği yadsınamaz.
Kentle bireyin birbirini etkilemesini sağlayan çağdaş yaşam kaynaklarını kurutan yasadışı ve çarpık yapılaşmanın önlenmesi ülkemizin gelişme sürecini de hızlandıracaktır.
Bir kentin çağdaş kimliğe kavuşması, altyapı yatırımlarına önem verilmesi, kentte yaşayan insanların kentlerine sahip çıkmaları, çevreye duyarlılık göstermeleri ve bunun için sorumluluk üstlenmeleri ile olanaklıdır.
Kentlerin sorunlarının çözümü konusunda, yönetimlere olduğu kadar, ortak çözüm üretebilen, kentine sahip çıkan ve uygulanacak politikalara etkin biçimde katılan bireylere de büyük sorumluluklar düşmektedir.
Daha önce katıldığım toplantılarda da vurguladığım gibi, yaşadıkları sorunlardan arındırarak kentlerimizin özgün kimliklerini korumada planlamanın ve uygulamanın önemli yeri vardır.
Kent planlaması, kentin biçimlendirilmesinde tarihsel, kültürel ve doğal değerler korunarak, toplumsal ve ekonomik gereksinimlere yanıt verebilmelidir.
Projelerin ve planların uygulanmasında ilgili kurum ve kuruluşların eşgüdümü kadar, ilgili sivil toplum örgütlerinin ve yurttaşların desteği ve katkısı da büyük önem taşımaktadır.
Ayrıca, kentlerimizin yaşanabilir çağdaş alanlar olabilmesi için kentler arasında işbirliği de önemlidir. Kent yönetimlerinin ve kentlilerin bu alanda gösterecekleri dayanışma sorunların çözümünde etkin rol oynayacaktır.
Değerli Konuklar,
Türkiye, farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan ve bu uygarlıkların izlerini günümüze taşıyan kentleriyle zengin bir tarihsel ve kültürel mirasa sahiptir.
Ülkemizin dünya tarihine de ışık tutabilecek zenginlikteki tarihsel ve kültürel birikiminin korunması ve gelecek kuşaklara en iyi biçimde aktarılması kendimize olduğu kadar, insanlığa karşı da önemli bir sorumluluğumuzdur.
Kendi kültürünü koruyamayan ve yaşatamayan toplumlar, çağın gerisinde kalırlar ve geleceğe güvenle bakamazlar. Kentlerin tarihsel ve kültürel dokularının korunarak geleceğe taşınması bu yönden büyük önem taşımaktadır.
Tarihsel, kültürel ve doğal varlıkların korunmasında, kentsel tarih bilincinin yaşatılmasında yerel yönetimlere ve yurttaşlarımıza büyük sorumluluklar düşmektedir.
Yerel yönetimlerimizin birbirleriyle ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği ve dayanışma içinde yürüttüğü çalışmalar, zengin tarihsel ve kültürel birikimi olan kentlerin, kimliklerini yansıtan öz değerlerini korumasına ve yaşatmasına olumlu katkılarda bulunmaktadır.
Yerel yönetimlerin katılımcılığı öne çıkaran saydam yönetim anlayışları, bireyleri kentleriyle bütünleştirecek, kentlerin yönetiminde demokratik katılımı olanaklı kılacak ve sorunların çözümünü hızlandıracak bir süreci başlatacaktır.
Değerli Konuklar,
Tarihi Kentler Birliği'nin bu toplantısının İzmir'de gerçekleştirilmesinin özel anlam taşıdığını düşünüyorum.
İzmir, geçmişi ve geleceği kucaklayan çağdaş yapısı, tarihsel, turistik ve kültürel değerlerinin yanı sıra , başarılı kentleşme olgusu ile örnek bir kentimizdir. Bu özellikleriyle sahip çıkmamız gereken bir zenginliğimiz olan İzmir, diğer kentlerimize de yol gösterebilecek bir gelişme modeli oluşturmaktadır.
Bugün bir Avrupa kenti görünümündeki İzmir, her yönden Türkiye'nin çağdaş yüzünü, evrensel değerlere bağlılığını yansıtmaktadır.
Bu güzel kentimizin doğal dokusunun, tarihsel ve kültürel zenginliklerinin, çağdaş kimliğinin korunması ve İzmir'in geleceğe taşınması konusunda herkese sorumluluk düştüğüne inanıyorum.
Tarihi Kentler Birliği'nin İzmir buluşması, bu amaç doğrultusunda önemli bir işlevi yerine getirmektedir.
Tarihi Kentler Birliği etkinlikleriyle, zenginliklerimizin farkına varılması, bunların korunması konusunda toplumdaki duyarlılığın gelişmesine ve yurttaşların bilinçlendirilmesine ve doğru yönlendirilmesine büyük katkıda bulunmaktadır.
Birliğin gerçekleştirdiği çalışmalar ve yaşama geçirmeyi planladığı tasarılar, ülkemizin sahip olduğu zengin mirasın geleceğe taşınması konusunda iyimser olmamızı sağlamaktadır.
Kentlerinin geçmişten günümüze ulaşan tarihsel mirasına sahip çıkarak onu koruyan ve bu yararlı çalışmalarından dolayı Tarihe Saygı Ödüllerini almaya hak kazanan yerel yönetimleri, kişi ve kuruluşları kutluyor, çabalarının diğer kentlerimizdeki yurttaşlarımız için de örnek olmasını diliyorum.
Zengin birikimimizin böyle duyarlı yaklaşımlarla sonsuza kadar yaşatılması, insanlığın tüm kültürlere saygı gösteren, uygarlıkların tarihsel yapıtlarına sahip çıkan, demokrasiyi özümseyen barışçı bir kimliğe kavuşması dileğiyle, hepinize saygılar sunuyorum.”



TKB-IZMIR TOPLANTISI
1.Gün- I. OTURUM



"TKB Üyesi Büyükşehir Belediyeleri Sunumları" Prof. Dr. Metin SÖZEN (ÇEKÜL Başkanı-TKB Danışma Kurulu Başkanı) yönetiminde yapıldı...





• Bursa Büyükşehir Belediyesi
• Antalya Büyükşehir Belediyesi
• Eskişehir Büyükşehir Belediyesi
• Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi
• İzmir Büyükşehir Belediyesi

TKB İZMİR BULUŞMASI
1. Gün - I. Oturum

Prof. Dr. Metin Sözen
Bir davranış bütünlüğü içinde buraya kadar geldik. Hiçbir yorgunluk belirtisi görmüyorum. Bu büyük yürüyüş 2000 yılından beri devam ediyor. Herkese teşekkür ediyorum. Bu Buluşma'yla 123 üyemiz oluyor. Üye belediyelerimizin hepsi, "Bu toplantılar bende olsun" demiştir bugüne kadar...
Büyümenin hızlı olmasını, katılımın büyümesini istiyoruz.
Her gelen üye, bir başka düşünce katarak geliyor. Sonuçta hangi coğrafyada olursak olalaım, toprağa bakarken; "İşte benim toprağım" diyen kişiler olmalıyız. Bu yüzden seçimlerden sonra, kimsenin bu kurum üzreinde oynamamasını istiyorum. Bir birlik kolay kurulmuyor!

Bekir Kumbul, TKB 2. Başkanı, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı
Antalya; Pamfilya! İl düzeyinde 50'nin üzerinde tarihi yerleşimin merkezi... Karain mağarası 40.000 yaşında... Antalya M.Ö. 156'da Bergama Kralı Attalos tarafından kent bilinci ile kale içinden doğuyor. Cumhuriyet kurulduğunda nüfusu 15 bin... 1956-1959 yıllarında planlama başlıyor. Nüfus 50 yılda 20 kat artıyor.
1950'lere kadar tarım hinterlandı olan bir şehir. I. Plan 1957'de onaylanmış. Birkaç kapsar, Konyaaltı Caddesi 8 kat imar izni olan bir plan bu plan.
1970-1985 yıllarında nüfus artışı hızlı ('75'de 265.000 ) . Gecekondulaşma da bu dönemde. Kent kuzeye doğru çekilmiş.
1976'da yeniden planlama. Batıya doğru açılma. 650 bin nüfus ve Otogar, Hal gibi önemli noktalar... Yani bugünkü makro-form bu plan ile teşekkül etmiştir.
1985-1990- Bu dönemde iytici güç turizm. 1982'de Akdeniz Üniversitesi... 1987'de Serbest Bölge'nin devreye girmesi ile devam eden gecekondulaşma... Yine bu dönemde gecekondu ıslahı...
1994'te "Büyük Şehir" olma...
Azımsanmayacak bir emekli yerleşim alanı oluş...
Bu arada kırsal alanlarda belediyeleşme...
1995- Nüfusta daha hızlı artış, 1.000.000 kişi için planlama yapımı... 1/25.000.000 ölçekte 1,5 milyon insana ait. Tarım alanlarının konut alanına çevrilmesi...
2000 - Nazım Plan Bürosu. Bugüne kalan. Şimdi envanter çalışması tamamlanmış, 1/25.000'lik çalışmalar bitmiştir. Aynı sürede doğal ve kültürel değerlerin korunması gündeme gelir. Ör. Kentin pitoreks görünümüne katkısı olan falezler. Bunlar yoğun yapılaşma baskısı altında. Kaleiçi eski kent merkezinin SİT alanı oluşu. Burada planlı başlayan Yat Limanı, zaman içinde olumsuzluklar içerir hale gelmiştir. Restorasyonda da önemli sorunlar var. Valilik önderliğinde bu sorunlar çözümlenmeye çalışılıyor. BalBey, Haşim İşcan'daki eski dokunun olduğu yerler, Lara'da 4300 dönüm park haline dönüştürülmekte. BalBey'de ÇEKÜL ile birlikte bir ev restore edilmekte.
Sonuç: Rant kaygısı gütmeden öncü bir hareket yapılmıştır... Belediye hiç olmazsa bugünkü durumu muhafaza etmeye karar vermiştir. Havza planlaması yapmak gerek tabii aslında... Bu da Yerel Yönetimler Yasası ile sağlanmalıdır..."

Hakan Koyunlular, APK Daire Başkanı, Bursa Büyükşehir Belediyesi

1960'dan sonra sanayileşme ve göç... çarpık bir şehirleşme. Bu konuda ilk plan 1995'te, 2020 yılındaki kentin planlanmasıdır. Bugün gelinen nokta... Bu plan Bursa ilini kapsamakta. Stratejik plan olarak, ölçek 100.000...
İlk etapta Valilik önderliğinde bir Protokol imzalanarak iş adamları, dernekler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ile birlikte politika belirleme yapılmış, sektörlerin hali hazır durumlarının saptanmasından sonra gelişme politikaları belirlenmiş ve bölgedeki kuruluşların hepsi altına imza atmışlardır.

İlkeler:

İleri teknolojiye yönelme,
Desantralizasyon,
Karacabey-Yenişehir'in tarım alanı olarak ayrılması,
Koruma alanlarımız:
İznik, tarihsel bir alan,
Uludağ'da dağ turizmi,
Özel ürün tarım alanları,
Orman alanları.

1998'de Plan onandı. İlk 3 yıl iyi gitti. İlk 1/25.000 planlar yapıldı ana Bakanlık bunları onaylamadı. Dolayısıyla 1/5000, 1/1000 devresine girilemedi. Bu arada Sanayi Bakanlığı tarım alanlarına yakın bölgelerde OSB kurulmasına gitmektedir. 100.00 ölçekli planlar yapıldıktan sonra bunların değiştirilmesi gerek, bu da bu plana bağlı bir kurulda değiştirilebilmeli.

Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı
Odunpazarı Tarihi Koruma ve Geliştirme Projesi

Haçlı Seferleri için, Kudüs'e giden yol üzerindeki yerde "Eski Şehir" kurulmuş. Arkeolojik kazılarımız halen devam ediyor. Bu arada Eskişehir'in bir kaplıca şehri olduğu da pek bilinmez. Osmanlı Devleti'nin OdunPazarında kurulduğu da. Eskişehir'in adı; "Karaca Şehir"dir. Odunpazarı adı sonradandır. Düyun-u Umumiye zamanında etraftaki ardıç ormanlarından keresteler alınıp, borç karşılığı Odunpazarı'na getirilirmiş (Büyükerşen, bu arada bir eski kartpostaldan, pazara getirilen kereste kümelerini gösteriyor).. Sonra tam burada bir şehir kurulmuş. Bugün 130'a yakın tescilli yapı var ama çoğu erimiş gitmiş. Şimdi eski kartpostallardan yararlanıp, bunları eski haline getirmeye, diriltmeye çalışıyoruz. Bu da bir yeniden yerleşime açılma çabasıdır...

Abdullah Sevinç, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Gen. Sek. Yrd.

Sur içinde tarihi değerlerin korunması ve çağdaş gereksinimler içinde yaşaması için çalışmaktayız. Örneğin İç Kale'de mevcut höyük çok önemli. 1970'li yıllara kadar tahribat olmadan gelinmiş. 1980'den sonra yapılan yeraltı çarşıları ile modern iş merkezleri ile arkeolojik katmanlar ortadan kaldırılmış. Terör yüzünden Sur İçi "getto"laşmış, özgün sokak dokusu ortadan kalkmıştır. Baraka tipi işyerleri de Diyarbakır'da halen yaşamakta... En çok korunan eserler, camiler, çünkü kullanılmakta... Tarihi dokunun içine 8 -9 katlı yapılar inşa edilmiş. 9 katlı ama kolon-kiriş olmadan sıva ile bu ögelerin süsü verilmiş yapılar... 8932 yapıdan sadece 77'si orijinaldir. Sonuçta kentsel SİT olma, korumayı Diyarbakır'da tamamlayamamış... Yaşayarak koruma ve kollama, öncelikli koruma alanları ve öncelikli yıkım alanları da belirlenmeli.


Hasan Topal, İzmir Büyük Şehir Belediyesi, İmar Daire Başkanı











Eylül 25, 2003
Tarihi Kentler Birliği Belediyeleri Sergi Açılışı
İzmir Sanat – Kültürpark

Sabah oturumundan sonra SERGİ açılışına geçildi...

Resimde Sergi salonunda Prof. Dr. Metin Sözen ile röportaj yapan TRT ekibi...



Sergide Raci Bademli'den izler:





"Tarihi değerler, kültürel değerler öyle değerlidir ki, bunlar bir kere elden çıktığı zaman yerine konulması mümkün değildir. Bu nedenle Ulus'ta, Kale civarında, hamam önünde bizim bu alana yaklaşımımız aslında çok büyük bir özellik taşımak zorundadır"
Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma İslah İmar Planı, Plan Müellifi Prof. Dr. Raci Bademli



Sergiye Altınoluk Belediyesi'nin "Antandros Kazısı"nda çektiği fotoğraflarıyla katılan Sanat Tarihçisi Firdevs Sayılan ve kazı ekibinden bir grup:






ÖDÜL TÖRENİ
Tarihe Saygı / Yerel Koruma Ödülleri –









Eylül 24, 2003
TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ İZMİR'DE TOPLANDI!


24 EYLÜL 2003-ÇARŞAMBA

19.00 Tarihi Bergama Vapuru’nda Hoş Geldiniz Yemeği ve Körfez Gezisi

25 EYLÜL 2003-PERŞEMBE

09.30-11.00 Açılış Konuşmaları
İsmet İnönü Kültür Merkezi – Kültürpark

• Sn. Ahmet PİRİŞTİNA - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
• Sn. Erdoğan BİLENSER – Türkiye Tarihi Kentler Birliği Başkanı
• Konuk Genel Müdürler
• Konuk Müsteşarlar
• Sn. Yusuf Ziya GÖKSU - İzmir Valisi
• Konuk Bakanlar

Cumhurbaşkanı Sn. Ahmet Necdet SEZER’in Konuşmaları

11.00-12.00 İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarihe Saygı / Yerel Koruma Ödülleri Ödül Töreni
İsmet İnönü Kültür Merkezi – Kültürpark

Tarihe Saygı / Yerel Koruma Ödülleri – Tarihi Kentler Birliği Belediyeleri Sergi Açılışı
İzmir Sanat – Kültürpark

12.00-13.30 Yemek-İzmir Sanat
13.30-18.00 I.OTURUM: Metropoliten Planlamada Koruma / Sorunlar – Deneyimler – Çözümler
Büyükşehirlerde Tarihsel ve Doğal Kimliğin Sürdürülmesi

13.30-15.00 TKB Üyesi Büyükşehir Belediyeleri Sunumları
Yöneten: Prof. Dr. Metin SÖZEN/ÇEKÜL Başkanı-TKB Danışma Kurulu Başkanı

• Bursa Büyükşehir Belediyesi
• Antalya Büyükşehir Belediyesi
• Eskişehir Büyükşehir Belediyesi
• Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi
• İzmir Büyükşehir Belediyesi

15.00-15.30 Ara

15.30-17.30 Uzmanların Görüşleri, Tartışma – Değerlendirme
Yöneten: Prof. Dr. Zekai GÖRGÜLÜ-TKB Danışma Kurulu Üyesi

• Prof. Dr. Yüksel DİNÇER
• Prof. Dr. Sezai GÖKSU
• TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Adına
• TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi Adına

17.30-18.00 Forum-Genel Katkılar

18.00-20.30 Prof. Dr. Şadan Gökovalı ile Kent Gezisi ( Kadifekale,Agora )

21.00 Akşam Yemeği-Meles Deltası

26 EYLÜL 2003 CUMA
08.00-09.30 Murat Köşkü Açılışı ve Kahvaltı

10.00-12.00 II.OTURUM: Kent İçindeki Ören Yerleri ve Kentsel Arkeoloji
Bugünkü yaşayan kent dokularıyla iç içe olan arkeolojik alanların tarihi kentsel dokuyla birlikte korunması, kazılması ve kültür ortamına katılması

10.00-11.00 - TKB Üyesi Belediye Sunumları
Yöneten: İris Şengül ŞENTÜRK ( Antakya Belediye Başkanı/ TKB Meclis Başkan Vekili )

• Bergama Belediyesi
• Tarsus Belediyesi
• Altınoluk Belediyesi
• İzmir Büyükşehir Belediyesi

11.00-12.00- Uzmanların Görüşleri, Tartışma – Değerlendirme
Yöneten: Haluk ABBASOĞLU ( TKB Danışma Kurulu Üyesi )

• Prof. Dr. Fahri IŞIK
• Prof. Dr. Emel GÖKSU
• Doç. Dr. Gül ASATEKİN
• Yrd. Doç. Dr. Akın ERSOY

12.00-12.30 Forum-Genel Katkılar

12.30-13.30 Yemek-İzmir Sanat

13.30-19.30 Ord. Prof. Dr. Ekrem AKURGAL Büstü Açılışı, Tepekule – Smyrna Gezisi ve Kula’ya
Hareket

Kula Ziyareti, Gezi ve Kula Toplantısı
19.30-22.00 - Kula'da Akşam Yemeği

22.00 İzmir’e Hareket…

27 EYLÜL 2003 CUMARTESİ

09.30-10.30 TKB İzmir Forumu-İzmir Bildirgesi
Yöneten: Oktay EKİNCİ-TKB Genel Danışmanı

10.30-12.00 TKB Meclis Toplantısı

12.00.-12.30 - TKB İzmir Buluşması Kapanış Konuşmaları ve ayrılış,

12.30 Bozdağ-Gölcük’e hareket ( Kuşadası Belediyesi Otobüsleriyle )

13.30-14.30 Gölcük’te Yemek

15.00-16.00 Birgi Toplantısı ve İncelemeler

16.00-17.00 Ödemiş Ziyareti

17.30-18.30 Tire’de ikram ve incelemeler

19.30 Kuşadası’na Varış ve Otellere Yerleşme

21.30 Kuşadası'nda Akşam Yemeği

28 EYLÜL 2003 PAZAR

07.30 Kuşadası'nda Kahvaltı
09.00 Otellerden Hareket
09.30 Toplantı-Pine-Bay Tatil Köyü

Açılış Konuşmaları
Sunum: “Kuşadası Kimliğini Yeniden Kazanıyor” Fuat AKDOĞAN-Kuşadası Belediye Başkanı

10-30 Ara

10.50 Otelden hareket

11.00 SERGİ: “Kuşadası Sokak Sağlıklaştırma Projeleri Sergisi”
“Kuşadası Yerel Tarih Araştırma Grubu – Bir Zamanlar Okulluyduk Sergisi”
Yer: Belediye Giriş Holü

11.20 KENT MERKEZİ GEZİSİ: “Kuşadası Kimliğini Yeniden Kazanıyor”
Kahramanlar Caddesi – Sağlık Caddesi – Yıldırım Caddesi – Çalıkuşu Evi – Yedi Eylül İlköğretim Okulu – Barbaros Hayrettin Paşa Bulvarı – Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı – Orient, Grand Bazaar – Güvercinada Kalesi

12.30 GÜVERCİNADA KALESİ FORUMU
Yöneten: Prof. Dr. Metin SÖZEN-ÇEKÜL Başkanı-TKB Danışma Kurulu Başkanı

Tarihi Kentler Birliği Anadolu El Sanatları Sergisi
Yer: Güvercinada Kalesi

13.30 KADI KALESİ KAZISI ZİYARETİ

14.30 Öğle Yemeği – Değirmen Restaurant

17.00 Kuşadası’ndan Ayrılış

İLETİŞİM:

- TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİK– BURSA
Ayşe KAYA
Tel: 0(224) 451 92 82
Fax: 0(224) 452 14 83
E-Posta: tarihikentler@bursa-bld.gov.tr

- İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
TARİHSEL ÇEVRE VE KÜLTÜR VARLIKLARI MÜDÜRLÜĞÜ
Kıvılcım KESKİNER – Özden ALICIGÜZEL
Tel: 0(232) 482 11 70 / 235 – 445 01 87
Fax: 0(232) 445 01 87
E-Posta: tarihselcevre@izmir-bld.gov.tr

- KUŞADASI BELEDİYESİ
Dr. Ayşe ŞERİFOĞLU
Tel: 0(256) 612 17 73 / 4142
Fax: 0(256) 614 15 80
GSM: 0(532) 583 32 20
E-Posta: ada_cevrekultur@yahoo.com
agserif@yahoo.com