Aralık 19, 2002
TARİHİ KENTLER BİRLİĞİNİN 2002 YILI KORUMA ÖDÜLLERİ BELİRLENDİ
Kültürel mirası korumayı amaçlayan proje ve uygulamalarıyla yarışan 16 belediyemiz arasından:
AĞIRNAS (Kayseri), DİYARBAKIR ve İZMİR Tarihi Kentler Birliği BAŞARI ÖDÜLÜ alırken,
BARTIN, ESKİŞEHİR ve MUĞLAya da Tarihi Kentler Birliği ÖZENDİRME ÖDÜLÜ verildi
Seçici Kurul ve Birlik Encümeni ayrıca, ödül alan proje ve uygulamaların mimarlık, planlama ve mühendislik hizmetlerini üstlenen uzmanlar ile bunların gerçekleşmesinde katkıları olan kişi, kurum ve kuruluşlara da Tarihi Kentler Birliğinin takdirlerini simgeleyen birer kutlama belgesi sunulmasına karar verdi
Mayıs-2000de 60 kadar belediyenin katılımıyla kurulan Tarihi Kentler Birliğinin üye sayısı 2 yıl içinde 100e ulaştı
Birliğimize üye olma koşulu ise tarihi kentlerdeki kültürel mirasın ve eski kent dokularının korunması için bir yerel yönetimler dayanışmasını kurumlaştırmak olduğundan, belediyelerin bu yöndeki çabalarını desteklemek ve özendirmek en önemli hedeflerimiz arasında yer alıyor
Bu amaçla, ilk kez 2001 yılında düzenlediğimiz Tarihsel Mirası Koruma Projeleri Ve Uygulamalarını Özendirme yarışmasına bu yıl 16 üye belediyemiz, birbirinden değerli konuları içeren çalışmalarıyla katıldılar
Aşağıda isimleri yer alan ve mimarlık, şehircilik, sanat tarihi, arkeoloji, hukuk ve siyasal bilimler alanındaki birikimleriyle tanınan uzmanlardan oluşmuş danışma kurulumuzun seçici kurul olarak da görev üstlenerek yaptıkları değerlendirmeler, 29.11.2002 günü İstanbuldaki ÇEKÜL merkez binasında toplanan Birlik Encümenince uygun bulunarak 2002 yılı ödülleri karara bağlanmış oldu
Buna göre, yarışma yönetmeliğimizde tanımlanan başarı ödüllerini Ağırnas (Kayseri), Diyarbakır ve İzmir alırken, özendirme ödülleri de Bartın, Eskişehir ve Muğlaya verildi
Her biri, üye belediyelerin tarihsel mirasın korunmasındaki yerel sorumluluklarını da kanıtlayan ve kültür değerlerimize sahiplenme yarışının duyarlı örneklerini oluşturan proje ve uygulamalar hakkındaki jüri değerlendirmelerini kamuoyunun ve ilgili çevrelerin bilgisine sunarken, ödül alanlarla birlikte tüm katılımcı belediyelerimizi, Tarihi Kentler Birliği adına kutluyor, kimlik değerlerimizi gelecek kuşaklara da aktarma çabalarında başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.
Saygılarımla.
ERDOĞAN BİLENSER
Tarihi Kentler Birliği Başkanı
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı
******************************************
Tarihi Kentler Birliği Encümeni
Danışma Kurulu Seçici Kurul
Erdoğan BİLENSER (Bursa Büyükşehir Bld.Bşk.)
Prof. Dr. Metin SÖZEN (Başkan)
Dr.Bekir KUMBUL (Antalya Büyükşehir Bld.Bşk.)
Y. Mimar Oktay EKİNCİ (Genel Danışman)
Cengiz VARNATOPU (Edirne Bld.Bşk.)
Prof. Dr. Cevat GERAY-Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi (Ankara)
Naif ALİBEYOĞLU (Kars Bld.Bşk.)
Av. Derviş PARLAK- (Hukuk Danışmanı)
Ahmet BAHÇIVAN (Şanlıurfa Bld.Bşk.)
Fikret TOKSÖZ-Yerel Yönetim Uzmanı
Orhan SAY (Talas Bld.Bşk.)
Prof. Dr. Haluk ABBASOĞLU-Arkeoloji
Saniye Öz (Genel Sekreter)
Prof. Dr. Ruşen KELEŞ-Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi (Ankara)
Cavit ÇALI (Genel Sayman)
Prof. Dr. Ülkü AZRAK Hukuk Danışmanı
Sekreterya-Raportörlük
Prof. Dr. Zekai GÖRGÜLÜ-Şehircilik
Ayşe KAYA (Tarihi Kentler Birliği-Bursa)
Kayhan KAVAS -Merkezi ve Yerel Yönetimler
Y. Mimar Mithat KIRAYOĞLU (ÇEKÜL)
Nursu BÜYÜKHELVACIOĞLU (ÇEKÜL-İstanbul)
BAŞARI ÖDÜLLERİ
AĞIRNASTA SİNAN EVİ:
Mimar Sinanın çocukluğunun geçtiği mekanları da içerdiği varsayıldığı için Mimar Sinan Evi olarak kabul edilen tarihi yapı ile çevresindeki ek yapılar ve bunların altındaki eski dönemden kalma yeraltı mekanlarının restorasyonu, Kültür Bakanlığı tarafından ve Ağırnas Belediyesinin ev sahipliği katkılarıyla ve Erciyes Üniversitesinin mimarlık hizmetleri desteğiyle yapılıyor
Belediyenin bu uygulamaya yönelik girişimci ve öncü tutumları; uygulamayı kolaylaştırıcı destek ve sahiplenme çabaları; Bakanlık ve üniversite ile kurmuş olduğu ve tarihi yapı ile dokunun korunmasına öncelik veren samimi işbirliği ve projenin gerçekleşebilmesindeki ısrarlı takip ile birçok yan giderinin ve hizmetlerinin yerel kaynaklarla karşılanması yönündeki örnek davranışları değerlendirilerek, Ağırnas Belediyesinin ve proje sorumlularının başarı ödülü almalarına karar verilmiştir.
DİYARBAKIR SURLARINA KAVUŞUYOR
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi yaklaşık 5km. uzunluğundaki Diyarbakır Surlarını kent yaşamı ve peyzajıyla daha güçlü bütünleştirebilmek için başlattığı projede uygulama aşaması da sürmektedir. Önceki dönemlerden kalma ve sur diplerinde işgalci konumdaki 500 kadar düzensiz ve çoğu yasa dışı işyerini temizleyerek projeyi gerçekleştiren Büyükşehir Belediyesinin yıktığı binalar arasında çeşitli kamu yapılarıyla birlikte kendine ait tesisler de bulunmaktadır. Suriçi Bölgesindeki tarihi sokakların bakımı, onarımı ve eski Diyarbakır evlerinden birinin restorasyonuyla da desteklenen uygulama, tüm tarihi kent merkezinin altyapı yenilenmesiyle de bütünleşmektedir.
Proje ve uygulama, bütün bu özelliklerinin yanısıra, sur diplerindeki çöküntü ortamının giderilmesi, boşaltılan esnaf arasındaki geleneksel hizmetleri verenlere yeni işyeri alanları yaratılması ve böylece mimarlık-şehirciliğin yanısıra sosyal rehabilitasyon açısından da örnek bir kentsel koruma etkinliği sergilemesi değerlendirilerek, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve proje ilgililerine başarı ödülü verilmesi uygun bulunmuştur.
İZMİR TARİHİYLE TANIŞIYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesi kendi bünyesinde oluşturduğu Tarihsel Çevre ve Kültür Varlıkları Müdürlüğü eliyle kentin kültürel dokusunu koruma ve yaşatma projelerini başlatmış olup, bunlardan yarışmaya sunulan Agora çalışması planlama aşamasını içermekte, Bakımlı Cepheler Projesi ise Alsancak semtindeki 1448-1449 numaralı sokakların cephe, döşeme ve kent mobilyalarının bakım, onarım, boyama ve yenileme uygulamasını kapsamaktadır. Agora Koruma Planı, bu antik merkezin kentle bütünleştirilmesini, tarihi Kemeraltı semti ve Kadifekale aksı içinde ziyaret edilir bir ören yerine dönüşmesi ve bu arkeolojik alana komşu konumdaki tarihi dokuyu oluşturan binaların ve sokakların da kültür, turizm ve geleneksel ticaret ağırlıklı yenilenmesini hedeflemektedir. Alsancaktaki 1448-1449 numaralı sokaklarda ise tüm yapıların cepheleri yenilenmiş, kültür varlıklarının cepheleri restore edilmiş, döşeme ve peyzaj çalışmaları da tamamlanmıştır.
Her iki proje de, gerek İzmirin tarihi kent kimliğinin güçlendirilmesine olan önemli katkıları, gerekse yarışma yönetmeliğinde istenen sunuş ve sergileme normlarını üstün bir teknik düzeyde sağlamış olmaları değerlendirilerek, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve proje sorumlularına Başarı Ödülü verilmesi uygun görülmüştür.
ÖZENDİRME ÖDÜLLERİ
BARTINDA KÜLTÜREL PEYZAJ
Bartın Belediyesi kentin tarihi merkezindeki ana arterlerden olan Hükümet Caddesini yayalaştırmış ve bu caddeye cephe verilen tarihi binalardaki restorasyonları da özendirecek şekilde tüm binaların görünümlerini bakım, onarım ve boyamayla yenileyerek kültürel peyzajı güçlendirmiştir. Sokak düzenlemeleri ve kent mobilyalarını da içeren uygulamanın bilgi ve belgelerinin incelenmesi sonucunda: Bu uygulamayla kent halkının tarihi dokuya olan ilgi ve duyarlılığının artması, kentsel-tarihsel peyzajın etkili hale gelmesi ve özellikle cephe onarımlarının yayalaştırmayla da birleştirilerek, kent kimliğinin güçlendirilmesi dikkate alınarak, Bartın Belediyesi ve proje sorumluları özendirme ödülüne uygun görülmüşlerdir.
ESKİŞEHİR HALİNDE ÇAĞDAŞ YAŞAM
Eskişehirdeki özgün ve tarihi mimarisi olan Eski Hal Binası ve kompleksi Haller Gençlik Merkezi olarak restore edilmiş ve kullanılmaktadır. Özellikle Anadolu Üniversitesi ve üniversite öğrencilerine dönük kent içindeki Kültür ve Sanat Merkezi olarak hizmet vermeye başlaması nedeniyle, üniversite-kent bütünleşmesine sosyal katkıda bulunması önemlidir. Çeşitli sanat ve rekreasyon aktivitelerini de içerecek şekilde restore edildiğinden tüm kent halkına hizmet vermektedir.
Uygulama ve proje bu nitelikleriyle özendirme ödülüne uygun görülürken, başarılı restorasyon ve koruma-kullanma denge ve amaçlarındaki üstün ve olumlu sonuçlarıyla da jürinin ayrıca özel takdirlerini toplamıştır.
MUĞLADA ÖZENLİ KORUMA
Muğlada mülkiyeti Belediye tarafından edinilen geleneksel bir Muğla Evi yerel kültürlerin ve halk sanatının tanıtılıp inceleme ve araştırmalara olanak sağlandığı bir kültür evi işleviyle restore edilmiştir. Uygulama, önemli ölçüde tamamlanmıştır. Yapı kargir-taş duvar kısımları yıkılmadan, ahşap kısımları da kısmen yenilenerek ve özgün detaylara sadık kalınarak yenilenmiştir.
Restorasyonda özgün yapısal kurgu ve malzeme gözetilerek ve olabildiğince yıkım olmadan onarımın esas tutulması yönündeki genel mimari-koruma ilkesine olan bağlılığının yanısıra, projenin yönetmelikte hedeflenen düzeydeki sunuş ve mimari anlatım tekniğindeki gelişkin nitelikleri de değerlendirilerek, Muğla Belediyesine ve proje sorumlularına özendirme ödülü verilmesi uygun görülmüştür.
DİĞER KATILIMCILAR VE KONULAR
Yarışmada bu ödülleri almasalar da kentlerindeki mirasa karşı duyarlılıkları çabaları için Tarihi Kentler Birliğinin katılım ve teşekkür belgesi verilen diğer 10 belediye ve çalışmaları da şunlar:
Beypazarı
Proje konusu: Beypazarındaki sivil mimari örneklerin genel cephe bakımları ve kentsel peyzaj çalışmaları
Beypazarı Belediyesi kentteki eski evlerin cephe ve çatı onarımlarını kapsayan çalışmasını sunmuştur.
Çanakkale
Proje konusu: Tarihi ve Kültürel Değerlerin Korunmasında (Katılımcı/Çok Aktörlü) Çanakkale Çalışmaları
Çanakkale Belediyesi son yıllardaki tarihi, kültürel, doğal ve kentsel mirasın korunması ve yaşatılmasına ilişkin çeşitlilik gösteren, ancak ortak yanı katılımcı ve çok aktörlü olarak gerçekleştirilmiş bulunan çalışmalarının tümünü sunmuştur.
İznik
Proje konusu: Süleymanpaşa Medresesi Seramik Çarşısı
İznik Belediyesi, Vakıflardan tahsis olarak aldığı Süleymanpaşa Medresesini Seramik Çarşısı işleviyle ve Yerel Gündem 21in de çalışma mekanı olarak kullanımına yönelik bakım ve restorasyon çalışmasını iletmiştir.
Konya
Proje konusu: Tarihi Kent Merkezi Kent Meydanı Düzenleme Projesi
Proje ve uygulaması özel bir firma tarafından gerçekleştirilen ve Konya Büyükşehir Belediyesince de desteklenen koruma amaçlı planlama ve uygulama çalışmasında, tarihi merkezdeki kent meydanının yayalaştırılarak peyzaj ve kentsel tasarım içerikli düzenlenmesi gerçekleştirilmektedir.
Kula
Proje konusu: Çukurçeşme Restorasyonu Projesi
Kula Belediyesince gerçekleştirilen ve Kulanın kentsel sit alanı içindeki, halk arasında Eski Çeşme adı verilen tarihi Çukurçeşmenin restorasyonudur. Proje raporunda çeşmenin tarihi değerinin yanısıra Kuladaki ilk anıtsal yapı restorasyonu olduğu ve kamu eliyle yapılan ilk koruma uygulaması özelliği taşıdığı önemle vurgulanmaktadır.
Kuşadası
Proje konusu: Sağlık Caddesi İyileştirme Projesi
Kuşadası Belediyesi Sağlık Caddesindeki eski dokuyu da içeren mimari ve kentsel peyzajın yenilenmesi ve onarılmasına yönelik, değişik kişi ve kurumların çabalarıyla gerçekleşmiş uygulama sürecini sunmuştur.
Kütahya
Proje konusu: Gümüşeşik Türbesi ve Yorgun Çelebi Türbesi Restorasyon Projesi
Kütahya Belediyesi kentin tarihi simgelerinden olup, uzun yıllar bakımsız kalan iki adet türbenin restorasyonunun proje uygulamalarını yarışmaya iletmiştir.
Tarsus
Proje konusu: 37 ve 42. Sokak Cephe Sağlıklaştırma İşi ve St. Paulus Kuyusunun Çevre Düzenleme Projesi
Tarsus Belediyesi, Kültür Bakanlığı tarafından ve Mersin Valiliği katılımıyla sürdürülen ve Tarsus kent merkezindeki iki tarihi sokak ile St. Paulus Kuyusu ve çevresinde tarihi dokunun yenilenmesi ve buna yönelik kentsel tasarım çalışmalarını içeren projeyi iletmiştir.
Ürgüp
Proje konusu: Kayakapı Projesi
Ürgüp Belediyesi çeşitli sponsorların da desteğiyle ve yap-işlet-devret modelini uygulayarak kentin 1969 yılında afet bölgesi ilan edildiği için terkedilmiş sürecini yaşayan ve bakımsız kalan tarihi Kayakapı Mahallesinin, mimari ve peyzaj öğelerini koruyup, yeniden canlandırmak üzere kente kazandıracak bir proje başlatmıştır.
Yalvaç
Proje konusu: Kültürel-Doğal Değerlerin Korunması, Geliştirilmesi ve Turizmin Çeşitlendirilmesi Projesi
Yalvaç Belediyesi, konusu yukarıda belirtilen çalışmaları, kentin değişik tarih, kültür ve sosyal yaşam ilişkilerini kapsayacak şekilde ve birbirleriyle entegre olarak ele almaktadır.
posted by A.T. at 18:48
Kasım 01, 2002
Kula Sempozyumu
Tarihi Kentler Birliği üyesi KULA, 11-13 Ekim 2002 tarihleri arasında bir Sempozyum düzenledi.
Sempozyum Programı hk. ayrıntılı bilgi ÇEKÜL web-kütüğü sayfalarında...
Türk Evi'nde "Kula Fotoğrafları Sergisi" açılışı...
Prof. Dr. Cevat Erder'in onur konuğu olduğu Sempozyum ile ilgili değerlendirme, haber ve diğer görüntüler için ise lütfen burayı tıklayınız!
posted by A.T. at 08:56
Eylül 18, 2002
Cumhurbaşkanı Sezerin de katılımıyla yapılan Tarihi Kentler Birliği Edirne Buluşması üç önemli gelişmeyle sonuçlandı:
Edirne ve Kars Belediyeleri "kardeş kent" oldular.
Edirne ve Karstaki ilköğretim okulları öğretmen ve öğrencilerine Kent Tarihi dersleri konuldu.
Birlik üyeleri Kent Müzeleri ve Arşivleri Yönergesine imza attılar.
Bünyesinde doğal ve tarihi miras barındıran ve ona doğru davranmaya kararlılığını kanıtlamış yerel yönetimlerin birliği ve Avrupa Tarihi Kentler Birliği üyesi Tarihi Kentler Birliği, 2002 yılının son geniş toplantısını geçtiğimiz hafta Edirnede yaptı. Osmanlının üç başkentinden biri olan Edirnenin, 13-15 Eylül 2002 tarihlerinde ev sahipliğini yaptığı ve Edirne Valiliği, Tarihi Kentler Birliği ve Edirne Belediyesi tarafından ortaklaşa düzenlenen toplantı, Doğal ve Kültürel Mirası Geleceğe Taşıyan Güçbirliği temasını ele alıyordu. Açılışa katılan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, yaptığı konuşmayla kültür ve koruma politikalarının Türkiyenin dünyadaki duruşunu, dünya barışını ve dünyanın geleceğini nasıl etkilediğini gösterdi.
Toplantının 13 Eylül Cuma sabahı Edirne Halk Eğitim Merkezinde yapılan görkemli Açılış Töreni, Odeon Müzik Grubundan bir klasik müzik dinletisi ve Edirneden görüntüler içeren bir mültivizyon gösterisi ile başladı.
Daha sonra Edirne Belediye Başkanı Cengiz Varnatopu, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Tarihi Kentler Birliği Başkanı Erdoğan Bilenser, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman İnci, Vakıflar Genel Müdürlü Genel Md. Yrd. Ahmet Tanyolaç, Milli Eğitim Bakanlığı Müst. Yard. İbrahim Barbaros, Orman Bakanlığı Müst. Yard. Eşref Girgin, Edirne Valisi Fahri Yücel, Kültür Bakanlığı Müsteşarı Fikret Üçcan, İçişleri Bakanı Muzaffer Ecemiş birer konuşma yaptılar.
Birliğin, çarpık kentleşme ve sanayileşme ile geri dönülemez biçimde tükenmekteyken, Birlikle birlikte bir ümit ışığı belirdiğini söyleyen Varnatopu, Edirnede 24 evin, tarihi su terazisinin, eski jandama karakolunun restore edildiğini, 100 yıllık belediye binasının ve kültür merkezi olarak eski elektrik santralının restore edileceğini belirtti. Edirne Belediye Başkanı Cengiz Varnatopu, Edirneyi parlatılmayı bekleyen eski bir mücevhere benzetti. Geri dönüşü olmayan yeni yapılanma süreci doğru ve hızla devam etmekte iken, tarihi-kültürel değerlerin eski görünümlerine geri dönmesinin ortak amaçlarından biri olduğunu da sözlerine ekledi...
TKB Başkanı Erdoğan Bilenser, Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğunun aksine, sonradan doğal ve kültürel varlıkların yok edilmesine seyirci kalındığını, buna karşı olan yerel yönetimlerin dayanışmaya dayalı olarak TKB çatısı altında birleşip, güç birliği oluşturduklarını vurguladı. Bilenser, devredilebilecek bazı yetkilerle daha verimli çalışacak yerel yönetimlerin, TKB çatısı altında siyasi çekişmelerden uzak dayanışmaya dayalı çalışabildiklerini söyledi.
Rektör Osman İnci, 50 uzman kuruluşun çalışmasından yararlanılarak Trakya master planının yapıldığını belirtti ve 16 doğal ve tarihi sit alanı bulunan Edirnede Trakya Üniversitesi ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliğinin önemine dikkat çekti ve yerel yönetimlerin meclislerinde yerel üniversitelere de yer verilmesini önerdi
Vakıflar Genel Müdür Yrd. Ahmet Tanyolaç, Kastamonu Valiliğinin yapageldiği gibi, yerel yönetimlerin Vakıflarla daha yakın işbirliği yapması halinde, Vakıfların mülkiyetinde olduğu için onarılamayan kültür varlıkları konusundaki sıkıntıların daha kolay aşılabileceğini belirtti.
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yrd. İbrahim Barbaros, ilk ve orta öğrenimde 40a yakın ders programında doğal ve kültürel değerlerin öneminden bahsedilmekte olmasının yetmediğini, bu konuların bilgi çağına yaraşır biçimde, internet ortamında ve eğitim ve öğretim amaçlı yer alması için çalışmalar başlattıklarını belirtti.
Edirne Valisi Fahri Yücel, Balkanlı komşularla ortak mirası koruma konusunda birlikte uğraş verdiklerini, Edirnenin tarihi kimliğine uygun gelişmesinin, ekonomik gelişmesinin de önünü açacağını, bu konuda birlikte çalışmak azminde oldukları sivil topluma da önemli görevler düştüğünü, Çekül Vakfı ile birlikte onarılan Tarihi Jandarma Karakolunun ve diğer çalışmaların bu konuda güzel bir örnek oluşturduğunu vurguladı.
İçişleri Bakanı Muzaffer Ecemiş, kentlerin tarihi dokusunun yaşatılmasının, o kentlerin gelişmesine damga vuran, ve yaşamakta olduğunu kanıtlayan bir olgu olduğunu vurgulayarak, yalnızca eski eserlerin değil, elle tutulamayan kültürün de korunması gerektiğini, bunların insanlığın malı olması konusunda çaba sarfedilmesi gerektiğini söyledi. Yerel yönetimlerin bütçelerine koruma konusunda pay eklenmesinin, koruma kurulları benzeri birimlerin il ölçeğinde olmasının yararlı olacağını belirtti.
Cumhurbaşkanının mesajları
Açılış konuşmalarının sonuncusu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından yapıldı. Cumhurbaşkanı Sezer, Türkiyenin dünya ve Balkan ülkeleriyle ilişkileri, kültürel kimlik, kentleşme/kentlileşme, doğal ve kültürel varlıkların korunmanın anlam ve işlevi ile Edirnenin bu tablo içinde üstlenebileceği role değindiği uzun bir konuşma yaptı. (Basına tam da yansımayan bu konuşmanın tam metnini aşağıda bulacaksınız.) Sayın Cumhurbaşkanını, yaklaşık birbuçuk yıl önce Karstaki ilk toplantısına da katıldığı Tarihi Kentler Birliğinin çalışmalarını yakından izlediği anlaşılan konuşmasında:
Tarihi Kentler Birliği'ni, kentlerin gerçek sahipleri yurttaşlarımızın, yerel yönetimlerimizin öncülüğünde kentlerine sahip çıktıkları, demokratik bir platform olarak değerlendirdiğini,
Türkiye'nin Avrupa Tarihi Kentler Birliği üyeliğine kabulünü, Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinde önemli bir adım olarak gördüğünü,
Türkiyenin özkimliğini oluşturan tarihsel ve kültürel değerlerini koruyup, bunları evrensel değerlerle bütünleştirerek Avrupa Birliği'nin üyesi olacağını, kendi özdeğerlerini korumayan toplumların evrensel değerler sistemiyle bütünleşmesinin beklenemeyeceğini,
Kamu özgürlüklerinin yaşama geçirildiği kentlerin, bireylerin siyasal ve sosyal davranışlarını da etkileyip, demokrasi ve insan hakları gibi kavramların gelişmesine olanak sağladığını, Kentlerin tarihsel ve kültürel dokularının korunarak geleceğe taşınması bu yönden büyük önem taşıdığını,
Kentleşmenin, kentlileşme olgusunu da içeren bir süreç olup, ülkemizde siyasal, sosyal ve ekonomik nedenlerle yaşanan çarpık kentleşme sürecinin, çeşitli sorunlara neden olduğunu,
Tarihsel ve kültürel mirası ile dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Türkiyenin Balkanlara açılan kapısı Edirne'nin sahip olduğu kültürel mirasla geçmişi kucaklayan, üniversitesi, dinamik nüfusu ve çağdaş kimliği ile geleceğe güvenle bakan, yalnız ülkemizin değil dünyanın seçkin kentlerinden biri olup, bölgesel dayanışma ve işbirliğinin sağlanmasında önemli bir köprü görevi üstlenebileceğini,
vurguladı. Cumhurbaşkanı daha sonra restore edilerek Kültür Merkezine dönüştürülen Deveci Hanın açılışını yapmak üzere Halk Eğitim Merkezinden ayrıldı.
Açılıştaki diğer konuşmaların ayrıntıları için bkz. Edirne Belediyesi Web sitesi
posted by A.T. at 17:38
"Türkiye'nin Avrupa Tarihi Kentler Birliği üyeliğine kabulünü, Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinde önemli bir adım olarak görüyorum."
Ahmet Necdet Sezer - T.C. Cumhurbaşkanı, 13 Eylül 2002, Cuma
Tarihi Kentler Birliği Edirne Buluşması, Açılış Töreni,
Edirne Halk Eğitim Merkezi
"Edirne Buluşması"nın Açılış'ını onurlandıran Sayın Cumhurbaşkanı, Tarihi Kentler Birliği'nin çalışmalarını yakından izlediğini belirttiği konuşmasında, çok önemli mesajlar verdi. Özgün metni Cumhurbaşkanlığı web sitesinde bulunan bu konuşmanın tam metnini sunuyoruz:
"Değerli Konuklar,
Kentine ve kültürel değerlerine sahip çıkan böyle seçkin bir topluluğun önünde düşüncelerimi belirtme olanağı bulmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
Tarihi Kentler Birliği'nin değerli üyelerini, tüm katılımcıları ve Edirneli yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Yaklaşık bir yıl önce buluştuğumuz Kars toplantısından bu yana, Antakya, Tokat, Şanlıurfa ve Kayseri'de, sonuçlarını yakından izlediğimiz bir dizi toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantılarda konunun uzmanları tarafından kapsamlı görüş ve projelerin sunulduğunu biliyoruz.
Edirne buluşması, bugüne kadar ortaya konulan söylem ve projelerin ne kadarının yaşama geçirilebildiğinin değerlendirilmesi, geliştirilen yeni projelerin tanıtılması yönünden önemli bir fırsat yaratmaktadır.
Önümüzdeki dönemde, yapılanlardan alınan güç ve güvenle tarihsel kentlerimizin dokularının korunması, kültürel birikimleriyle birlikte geleceğe taşınması konusunda yeni projeler üretileceğine inanıyorum.
Tarihi Kentler Birliği'ni, kentlerin gerçek sahipleri yurttaşlarımızın, yerel yönetimlerimizin öncülüğünde kentlerine sahip çıktıkları, demokratik bir platform olarak değerlendiriyorum.
Yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, bilim insanları ve yurttaşlarımızın kentle ilgili düşüncelerini paylaştıkları, proje geliştirdikleri ve uygulamaya koydukları bu kurumsal yapılanma, aynı zamanda demokrasinin çok seslilik ilkesi ve yönetime katılma anlayışının da güzel bir göstergesidir.
2000 yılında yaklaşık 60 belediyemizin katılımıyla kurulan Tarihi Kentler Birliği kısa sürede büyük gelişim göstererek 100'e yakın üyeye ulaşmıştır. Birliğin, Avrupa Tarihi Kentler Birliği üyeliğine kabul edilmesi ise önemli bir başarıyı yansıtmaktadır.
Türkiye'nin Avrupa Tarihi Kentler Birliği üyeliğine kabulünü, Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinde önemli bir adım olarak görüyorum.
Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti gibi çağdaş değerler sistemini oluşturan evrensel kavramların tüm yönleriyle yaşama geçirilmesi öncelikli ereğimizdir. Avrupa Birliği üyeliğimizin bu süreçleri hızlandırarak Ulusumuzun gönencini yükselteceğine inanıyoruz. Bunun için ülke olarak üzerimize düşeni yapmaya çalışıyor, karşı yandan da aynı çabayı göstermesini bekliyoruz.
İnanıyorum ki, Türkiye özkimliğini oluşturan tarihsel ve kültürel değerlerini koruyup, bunları evrensel değerlerle bütünleştirerek Avrupa Birliği'nin üyesi olacaktır. Kendi özdeğerlerini korumayan toplumların evrensel değerler sistemiyle bütünleşmesi beklenemez.
Tarihi Kentler Birliği'nin Kars buluşmasında da belirttiğim gibi;
Kendi kültürüne, tarihsel değerlerine, yaşadığı yere sahip çıkan, farklı kültürlerin düşünce ve eserlerine saygı duyan birey ve kuruluşlar, demokrasinin korunması ve geliştirilmesinin en önemli güvencesidir.
Zengin tarihsel ve kültürel birikimi olan kentlerin, kimliklerini yansıtan bu öz değerlerini koruyarak uygarlığa açması, insanlığın ortak kültür mirasının paylaşılması ve ülkeler arasında karşılıklı anlayış ve işbirliğinin gelişmesine olanak sağlayacaktır.
Türkiye, sahip olduğu değerleri dünyayla paylaşarak, hoşgörü, anlayış birliği, barış ve dayanışmanın egemen olduğu uygarlık kimliğinin oluşturulması için çaba göstermektedir.
Değerli Konuklar,
Kentler, insanlık tarihinin aynasıdır. Kamusal yaşamın yerleştiği, işbölümü, örgütlenme ve uzmanlaşmanın güçlendiği, yönetsel ve siyasal birliğin geliştiği yerler olan kentler, uygarlık tarihinin gelişim alanları olmuştur.
Kamu özgürlüklerinin yaşama geçirildiği kentler, bireylerin siyasal ve sosyal davranışlarını da etkilemiş, demokrasi ve insan hakları gibi kavramların gelişmesine olanak sağlamıştır.
Tarih boyunca yaşanan çağlara ve uygarlık düzeyine göre kentler, insanların ortak gereksinimlerini karşılayacağı farklı yapılara bürünmüştür. Dolayısıyla her çağın ve uygarlığın kendine özgü kent anlayışı olmuştur.
Bugün her çağın izlerini taşıyan tarihsel kentlerin bu dokusunun korunması, insanlığın gelişim sürecine de ışık tutmaktadır.
Kentlerin tarihsel ve kültürel dokularının korunarak geleceğe taşınması bu yönden büyük önem taşımaktadır.
Yüzyıllardır farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan kentlerimiz, kendilerine özgü kimlikleriyle, yalnız ülke tarihine değil, insanlık tarihine de ışık tutacak zenginliktedir.
Kentlerimizin tarihsel dokusunun ve kültür birikiminin korunmasının önemine dikkat çekerken, bunu, doğal çevrenin korunmasından bağımsız düşünemeyeceğimizi de belirtmek isterim.
Çağımıza damgasını vuran "sürdürülebilirlik" kavramının benimsenmesi, kalkınma, tarihsel ve kültürel birikim ve çevre değerleri arasındaki dengeyi sağlamaktadır.
Kaynakların ve doğanın bilinçsizce tüketilmesini engelleyen sürdürülebilir kalkınma ilkesi, tarihsel, kültürel birikimi ve bunları kuşatan doğal çevreyle gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmanın da ön koşuludur.
Sağlıklı ve kişilikli bireyler ancak kültür ve çevre değerlerinin korunduğu kentlerde yetişebilirler. Geçmişi, bugünü ve geleceği kucaklayan kentlerin çağdaş kimliği, bireyin kişiliğinin oluşmasında önemli rol oynar. Böyle kimlikli kentlerde yetişen bireyler çağdaş değerleri özümseyerek insanlık ve yurttaşlık bilinciyle kentlerine, ülkelerine, geleceklerine ve evrensel barışa sahip çıkarlar.
Değerli Konuklar,
Kentlerin edilgen kimliksiz bireyleri olmak yerine, kent politikalarına katılan, kentin kimliğini koruyan etkin yurttaşlar olarak geleceğe yön vermeliyiz. Bu konuda yerel yönetimlere önemli görevler düşmektedir.
Yerel yönetimlerin katılımcılığı öne çıkaran saydam yönetim anlayışları, bireyleri kentleriyle bütünleştirecek, kentlerin yönetiminde demokratik katılımı olanaklı kılacaktır.
Kent politikalarına katılma hakkı olduğunu düşünen yurttaşlar, yaşadıkları yerlere sahip çıkarak geliştirilmesi için çaba gösterecektir. Bu da, temsili demokrasinin sınırlı özgürlüklerinden, doğrudan demokrasinin katılımcı yapısına geçiş için bir süreç başlatacaktır.
Kendi kültürünü koruyamayan ve yaşatamayan toplumlar, sürekli gelişim içinde olan uygarlıkları yakalayamazlar, geleceğe güvenle bakamazlar.
Tarihsel, kültürel ve doğal varlıkların korunmasında, kentsel tarih bilincinin yaşatılmasında yerel yönetimlere ve yurttaşlara büyük sorumluluklar düşmektedir.
Kentleşme, kentlileşme olgusunu da içeren bir süreçtir. Ülkemizde siyasal, sosyal ve ekonomik nedenlerle yaşanan çarpık kentleşme süreci, çeşitli sorunlara neden olmaktadır.
Özellikle kente göç eden yurttaşların kent değerlerini özümsemekte güçlük çekmeleri ile çarpık kentleşmenin yarattığı olumsuz yapının, kentle kentlinin bağını koparmasının yarattığı kısır döngü, bir yandan çağdaş kentleşmeyi engellemekte, öte yandan da yüzyıllardır biçimlenen kent kimliğinin bozulmasına neden olmaktadır.
Çağdaş toplumsal yaşamın gereksinimlerine yanıt verecek imar politikalarının oluşturulamaması ve imar afları, ülkemizde kent planlamalarının dikkate alınmadığı, ticari kazanca hizmet eden, estetik, mimari ve evrensel değerleri gözetmeyen bir kentleşme sürecini de birlikte getirmiştir.
Bu sürecin olumsuz yansımaları nedeniyle Ulus ve ülke olarak ödediğimiz büyük bedeller ve yaşadığımız sıkıntılar, gelecek için daha duyarlı yaklaşımlar sergilenmesini zorunlu kılmaktadır.
Türkiye, tarihsel ve kültürel mirası ile dünyanın en zengin ülkelerinden biridir.
Kentlerimizi, çarpık kentleşmenin ve küreselleşmenin getirdiği olumsuzluklardan arındırarak, özgün kimliklerini korumada planlamanın ve uygulamanın önemli yeri vardır.
Kent planlaması, kentin biçimlenmesinde tarihsel, kültürel ve doğal değerler korunarak, toplumsal ve ekonomik gereksinimlere yanıt verebilmelidir.
Kentsel alanın korunmasında planlamanın yapılması tek başına yeterli olmamaktadır. Bunun bir de uygulama boyutu vardır.
Projelerin ve planların uygulanmasında ilgili kurum ve kuruluşların eşgüdümü kadar, ilgili sivil toplum örgütlerinin ve yurttaşların desteği de büyük önem taşımaktadır.
Ülkemizin dünya tarihine de ışık tutabilecek zenginlikteki tarihsel ve kültürel birikiminin korunması, kendimize olduğu kadar, insanlığa karşı da sorumluluğumuzdur. Tarihsel eserlerin korunması ve onarımı için önemli projeler oluşturularak uluslararası kuruluşlardan destek sağlanmalıdır.
Değerli Konuklar,
Türkiye'nin Balkanlara açılan kapısı olan Edirne'de bulunmamdan yararlanarak Kuzeybatı komşularımız ve Balkanlar hakkında da kimi görüşlerimi dile getirmek istiyorum.
"Balkanlar" sözcüğü yakın zamana kadar, bölgenin son yüz yılı içinde yaşanmış acımasız savaşların talihsiz anılarını çağrıştıran anlamlar taşımaktaydı. Son yıllarda bölge ülkelerinin demokratikleşme, güvenlik ve işbirliği yönünde attıkları adımlar, Balkanların yeniden bir barış ve gönenç bölgesi durumuna gelmekte olduğunu göstermektedir. Bu gelişmeler tüm Avrupa'nın geleceği için umut vericidir.
Bir zamanlar karşılıklı güvensizliğin egemen olduğu bu bölgede Güneydoğu Avrupa Çokuluslu Barış Gücü gibi geçmişte hayal dahi edilemeyecek bir barış düzeneği işlerliğe kavuşturulmuştur. Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci, bölgenin bütünleşmesi yönünde önemli bir işlev görmektedir. Bugün temel amacımız, bölge ülkelerinin her alanda ortak çıkarlarına hizmet edecek ve onları Avrupa'nın yeni yapılanmalarına bağlayacak çok taraflı işbirliği ortamının güçlendirilmesidir.
Güneydoğu Avrupa ülkelerinin yıllarca süren savaş, istikrarsızlık ve sıkıntı döneminin ardından NATO ve Avrupa Birliği gibi temel Avrupa yapılanmaları içinde yer alma isteklerini haklı buluyor ve destekliyoruz.
Önümüzdeki Kasım ayında yapılacak Prag Zirvesinde NATO'nun Güneydoğu Avrupa'ya genişlemesini sağlayacak tarihsel bir adım atılacağını umuyoruz.
Komşumuz Bulgaristan'ın Romanya'yla birlikte NATO'ya üyeliğinin, Güneydoğu Avrupa'nın istikrarı yönünden büyük önem taşıdığını düşünüyoruz. Biz bu anlayışla başından beri bu komşularımızın NATO'ya üyelik çabalarını destekledik ve Avrupa Birliği'ne üyelik ereğini de onlarla paylaştık.
Komşumuz Yunanistan'la da ikili sorunlarımızı çözüme kavuşturup iyi komşuluk ilişkilerimizi geliştirmek ve barış, dostluk ve işbirliği yönünde kapsamlı adımlar atmak istiyoruz.
Bu nedenle Yunanistan'la aramızdaki sorunların diyalog yoluyla çözülmesine ilişkin tutumumuzu sürdürmekteyiz. Kişisel umudum, gelecekte Avrupa Birliği içinde aynı değer ve ülküleri paylaşan üyeler olarak Türkiye ile Yunanistan arasında bugün ilişkilerin gelişmesini engelleyen kimi sorunların ikili sorun olma niteliğini yitirebileceği yönündedir.
Avrupa'nın her alanda bütünleşme içine girdiği bir dönemde iki ülke arasındaki ilişkilerin de yeni ve çağdaş bir yaklaşımla geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Türkiye'nin Avrupa'ya çıkış yolu üzerindeki Balkanlar bölgesinin, Türkiye'nin çevresinde oluşturulması temel ereğimiz olan dostluk ve işbirliği kuşağının önemli bir parçası olmasını diliyoruz.
Değerli Konuklar,
Eşsiz tarihsel zenginlikleri, kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle büyüleyici bir atmosfere sahip olan Edirne, bu özellikleriyle gelecek kuşaklara aktaracağımız önemli varlıklarımızdandır.
Edirne sahip olduğu kültürel mirasla geçmişi kucaklayan, üniversitesi, dinamik nüfusu ve çağdaş kimliği ile geleceğe güvenle bakan, yalnız ülkemizin değil dünyanın seçkin kentlerinden biridir.
Tarih boyunca birçok unvanlar alan, başkent olan ve önemli olaylara tanıklık eden Edirne, her dönemde Türkiye'nin Batıya ve gelişmeye dönük yüzünün simgesi olmuştur.
Tarihi Kentler Birliği'nin girişimleri kapsamında Balkanlardaki komşularımızla kültürel işbirliğinin geliştirilmesi, bölgesel barış arayışlarını güçlendirecek, ortak bir tarihe sahip bölge insanlarının geleceğe güvenle bakmalarını sağlayacaktır.
Balkanlarla Anadolu arasında kültür köprüsü olan Edirne, bu geniş coğrafyada kültür akışını sağlayarak, yüzyıllardır süren barış ortamının hoşgörü merkezlerinden biri durumuna gelmiştir.
Değerli Konuklar,
Edirne'nin bu tarihsel ve stratejik konumu, kente sorumluluklar yüklemektedir. Bölgesel dayanışma ve işbirliğinin sağlanmasında, Edirne önemli bir görev üstlenebilir. Tarihi Kentler Birliği'nin Edirne toplantısının, bu düşüncenin yaşama geçirilmesi için somut bir adım oluşturacağına inanıyorum.
Tarihi Kentler Birliği'nin Avrupa Tarihi Kentler Birliği'ne üye oluşunu olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Birliğin güçlenerek gelişmesinde emeği olanları kutluyorum.
Zengin birikimimizin böyle duyarlı yaklaşımlarla sonsuza kadar yaşatılması, insanlığın tüm kültürlere saygı gösteren, uygarlıkların tarihsel yapıtlarına sahip çıkan, demokrasiyi özümseyen barışçı bir kimliğe ulaşması dileğiyle, hepinize saygılar sunuyorum."
Sergi Açılışı ve Kent Gezisi
Deveci Han Sergisi ya da Kars'tan bu yana alınan yol...
Son derece çağdaş donanımlı fakat tarihi mimari özelliklerini yitirmeden restore edilmiş Deveci Han'da Edirne, Kars, Ağırnas, Kula, Yalvaç, İzmir, Tokat gibi Birlik üyelerinden bazılarının Kars'taki ilk toplantıdan bu yana aldıkları yolu sergileyen çalışmalar Cumhurbaşkanı'nın haklı takdirini kazandı.
Sergide ayrıca Edirne folklor ve el sanatlarına da yer verilmişti. "Edirnekari" ahşap süsleme, misk sabunları, meşhur badem ezmesi ve deva-yi misk, "görüşe sunulan" ögelerdendi. "642. Kırkpınar Hanımağası" Zübeyde Kavraz da özel olarak hazırlattığı geleneksel giysisi üzerinde olduğu halde sergiye katılmıştı:
Ardında kendisini izleyen "basın ordusu" ile Her standın önünde ayrı ayrı durarak bilgi alan Cumhurbaşkanı, bu arada komşu ülkelerden gelen konuklarla da tanıştı...
  
"Odeon" klasik müzik ekibi, Deveci Han'da da çalıyordu:
Sayın Cumhurbaşkanı daha sonra kent içinde kısa bir geziye çıktı...
Soldan sağa: Edirne Valisi Fahri Yücel, İçişleri Bakanı Muzaffer Ecemiş, Cumhurbaşkanı ve Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu, Edirne Belediye Başkanı Cengiz Varnatopu ve Tarihi Kentler Birliği kurucularından ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen
Bu fotografı burada kullanmamıza izin verdikleri için CHA ve Sayın M. Sakin'e içten teşekkürle!
posted by A.T. at 17:30
Eylül 16, 2002
Tarihi Kentler Birliği Edirne Buluşması
Genel Görüşme, Kars ve Edirne Kardeş Kent İşbirliği Protokolu
İlköğretim Okulları - Tarihi Kentler Birliği Edirne-Kars Protokolu
Sunumlar ve "Anadolu - Balkanlar Kültür Akışında Edirne" Paneli
Birinci gün...
Birinci günün ikinci yarısında , Deveci Han Kültür Merkezi Toplantı Salonunda Danışma Kurulu, Üye Belediyeler, Komşu İl Valilerinin katılımıyla Tarihi Kentler Birliği Hedefleri Üzerine Görüşme başlıklı bir genel toplantı yapıldı. Prof. Dr. Metin SÖZENin yönettiği toplantıda, Kastamonu Valisi Enis YETER, Kastamonunun bir hayli yol aldığını kanıtlayan Kastamonu Deneyimi başlıklı bir sunum yaptı. Enis Yeter, il özel idarelerinin de Tarihi Kentler Birliğine üye olmasının mümkün kılınmasını istedi.
Daha sonra İç İşleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürü Kayhan KAVAS bir değerlendirme yaptı ve katıldığı Johannesburgtaki Rio+10 zirvesindeki önemli sonuçlara da değindi. Buna göre yerel yönetimlerin, iyi yönetişimin, yerel gündem 21lerin, temiz enerji ve suyun önemi artık tartışılmıyordu. Buna karşılık, finans ve ekonomiye Rio kuralları getirilmesinden, su ile elde edilen enerjinin o kadar da temiz olmadığından, suyun yenilenebilir enerji sayılmamasının zamanının geldiğinden, yenilenen enerji kaynaklarının küresel kaynaklara göre oranının çoğaltılmasından...sözediliyordu.
Kavas, Kaymakam adayları için düzenlenmiş eğitim programlarının içine kültürel koruma konusunun da eklendiğinden bahisle, koruma meselesinin bir bilinç meselesi olduğunun, bunun da sosyolojik boyutunun önem taşıdığının altını çizdi.
Kültür Bakanlığı Müsteşarı Fikret Üçcan'ın  değerlendirmesinden sonra
Prof. Dr. Sözen, Tarihi Kentler Birliği, kabine içinde anlaşamayan bakanların, bu platformda iletişim kurmalarını sağladı diyerek, asıl ortak paydanın kültür ve sanatta olduğunu vurguladı. Sözen, gerçek bütçe; yürekli insan, birikim ve işbirliğidir dedi...
Daha sonra emeği geçenlere, Edirne Belediyesi, Edirne Valiliği ile ÇEKÜL Vakfı işbirliği ile onarılan tarihi Gümrük Karakolu'nun üzerine "hakkedildiği" birer kristal plaket armağan edildi:
Birinci Gün Edirne Gezisi...
Restore edilerek Kültür Merkezi'ne dönüştürülecek eski Elektrik Fabrikası:

Mimar Fikri Aktan, paftalar üzerinde restorasyon hakkında bilgi veriyor...
Geceden bugüne hazırlanmış Trakya Üniversitesi Rektörlüğü... ya da eski Karaağaç Tren İstasyonu... Mimar Kemalettin'e ait bina Ankara'daki Meclis Binası ile benzerlikler taşıyor! (Aşağıda sağda) Aynı binanın içinden görüntüler...
Lozan Anıtı...
Zile Başkanı ve eşi...
Ağırnas Belediyesi, ataları aynı coğrafyada yaşamış Yunanlı dostlarını da bu geziye davet etmişti... (aşağıda soldan 1. resim)
Ve Edirne'de korunmaya başlanmış yapılar...
Onarımı tamamlanmak üzere olan Vali Konağı...
Yüzyıllık Edirne Belediye Başkanlığı binasında, Meclis'e ait salonda dinlenme... Bu "sivil Meclis"i Prof. Cevat Geray "yönetiyor"!
posted by A.T. at 17:53
|