Tan Oral tarafindan hazirlanan Tarihi Kentler Birligi logosu Avrupa Tarihi Kentler Birligi
Tarihi Kentler Birligi


Şubat 06, 2003

Çağdaş kentlerde yetişen bireyler, evrensel değerleri özümseyerek, insanlık ve yurttaşlık bilinciyle kentlerine, ülkelerine, geleceklerine ve evrensel barışa sahip çıkarlar... ...Ticari kazancı ve rantı ön planda tutan yaklaşımların, kentin kültürel ve tarihsel bağlarını kopardığı, kentlerin yüzlerce yılda oluşan kimliklerini yokettiği, kent ve insan yaşamında büyük olumsuzlukları birlikte getirdiği yadsınamaz. Kültürel ve doğal çevrenin bozulmasına neden olacak bu yaklaşım ve arayışlar, tüm kurum ve kuruluşlarımızın, sivil toplum örgütlerimizin ve yurttaşlarımızın duyarlılığıyla asla yaşama şansı bulmamalıdır.

Ahmet Necdet SEZER T.C.Cumhurbaşkanı
-TKB 2002 Ödülleri Açılış Töreni...-




ACILIŞ...



    
2002 Ödülleri Kolokyum ve Sergisi, Atatürk'ün çok beğendiği ve "içinden hiç ayrılmak istemediği"ni söylediği (eski Türk Ocağı) Resim ve Heykel Müzesi binasında yapıldı...

NERELİSİN?



  
Cumhurbaşkanı da o muhteşem salondaki yerini aldıktan sonra, ışıklar karardığında, karanlığın içinden bir bebek çığlığı duyuldu... Bebek ses yükselticileri ele geçirmişti sanki. Bir anlık şaşkınlık... Sonra anlaşıldı, Yönetmen Hasan ÖZGEN'in "Nerelisin?" filmi böyle başlıyordu. Bebekler doğuyordu habire ekrandan. Onlara "Nerelisin?" dendiğinde, nasıl yanıt vereceklerdi? Tarihi Kentler Birliği'nin "tarihçe filmi", bu soruya verilebilecek yanıtlar üzerine örülmüştü...

Türkiye'nin dört bir yanından gelen Tarihi Kentler Birliği üyesi yerel yönetimlerin yöneticileri ve ekipleri, danışmanları, ÇEKÜL Vakfı temsilci, danışma kurulu üyeleri ve gönüllüleri ile diğer sivil toplum kuruluşların temsilcileri, kamu, özel, yerel ve sivil kurum ve kuruluşlardan çok sayıda ilgili ve basının katılımıyla yapılan Ankara Toplantısı, Tarihi Kentler Birliği tarihinde yine kolayca unutulmayacak izler bıraktı...

AÇILIŞ KONUŞMALARI...



Sayın Cumhurbaskani

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER'in Konuşmasından...




...Uygarlık tarihine bakıldığında büyük gelişmelerin ve insanlık için yararlı sonuçların hep barış döneminin ürünü olduğu görülür. Savaşlar insanları olduğu kadar kentleri de olumsuz yönde etkilemekte, savaşın yıkıcı ve yok edici sonuçları, kentlerin dokusunda giderilmesi olanaksız izler bırakmaktadır. Cumhurbaskani_1 Evrensel barışın her zaman ve her koşulda korunması, barış kültürünün her ortamda yaşatılması bu yönden de önem taşımaktadır. Barışı ve uzlaşmayı temel alan düşüncenin yaşama geçirilmesi, bu konuda ülkelerin karşılıklı işbirliği ve dayanışma anlayışı güçlendirilerek gerçekleştirilebilir. Tüm insanlığa düşen görev, kentlerin tarihsel, kültürel ve doğal dokularını koruyarak, kentlileri kent değerleriyle bütünleştirmek, bireylerin demokratik ve evrensel değerlerle yetişmelerine olanak tanımaktır. Zengin tarihsel ve kültürel birikimi olan kentlerin, kimliklerini yansıtan öz değerlerini koruyarak uygarlığa açılması, insanlığın ortak kültür mirasının paylaşılmasına ve ülkeler arasında karşılıklı anlayış ve işbirliğinin gelişmesine olanak sağlayacaktır...Cumhurbaskani_2


...Tarihi Kentler Birliği'nin Edirne buluşmasında da vurguladığım gibi, yüzyıllardır farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan tarihsel kentlerimiz, kendilerine özgü kimlikleriyle, yalnız ülke tarihine değil, insanlık tarihine de ışık tutacak zenginliktedir. Kentlerimizin tarihsel dokusunun ve kültür birikiminin korunmasına dikkat çekerken bunu doğal çevrenin korunmasından bağımsız düşünemeyeceğimizi bir kez daha vurgulamak isterim... Çağdaş kentlerde yetişen bireyler, evrensel değerleri özümseyerek, insanlık ve yurttaşlık bilinciyle kentlerine, ülkelerine, geleceklerine ve evrensel barışa sahip çıkarlar...

..."Tarihsel Mirası Koruma Projeleri ve Uygulamalarını Özendirme" yarışmasına bu yıl 16 üye belediyenin birbirinden değerli projelerle katılması gelecekle ilgili umutlarımızı güçlendirmektedir. Bu çalışmalara katılan belediyelerimizi kutluyor, bu tür çalışmaların artarak sürmesini diliyorum. Zengin birikimimizin böyle duyarlı yaklaşımlarla sonsuza kadar yaşatılması, insanlığın tüm kültürlere saygı gösteren, uygarlıkların tarihsel yapıtlarına sahip çıkan, demokrasiyi özümseyen barışçı bir kimliğe kavuşması dileğiyle, hepinize saygılar sunuyorum."

Sayın Cumhurbaşkanı'nın konuşmasının tam metni için lütfen burayı tıklayınız...

Konuşması sık sık alkışlarla kesilen Cumhurbaşkanı ayrıldıktan sonra bir çay molası verildi ve hemen ardından Ödül Töreni ve Kolokyum için tekrar salona geçildi...


    
Açılışa katılanlardan Muzaffer Ecemiş, İç İşleri Bakanlığı Müsteşarı, Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK, Kültür Bakanı... Ertuğrul YALÇINBAYIR, Devlet Bakanı / Başbakan Yardımcısı


AÇILIŞ KONUŞMALARINDAN ANEKDOTLAR:


TKB ve Bursa B.Ş.Belediye Bşk.Erdoğan BİLENSER, "Koruma 5 Yılı" ilan edilmesi ve bir "Sponsorluk Yasası" çıkarılması gibi talepler de içeren "Hoşgeldiniz" konuşmasını "barış istiyoruz" diyerek tamamladı...


Muzaffer Ecemiş, İçİşleri Bakanlığı Müsteşarı
“...TKB’nin kendisini diğer belediye birliklerinden ayıran özellikleri vardır. Bu Birlik, ‘ulusal’ bir birliktir. Ama aynı anda dünyaya ait değerlere sahip çıkmaktadır.
Çünkü kaybedilen her kültürel miras, hepimizin kaybettiği bir kültürel kimlik unsurudur. Yerel yönetimler tarih ve kültür mirasına sahip çıkmakla merkezi yönetimden daha büyük işler başarmışlardır. Çıkarılacak yasa bu konuda yere yönetimlere yeni kaynaklar sağlamaktadır...“

Hüseyin Çevik, Kültür Bakanı
“...Medeniyeti seçiyorsak, şehirleşmeyi de seçmişiz demektir. Şehir ‘şöhret’ kökünden geldiğine göre, ‘tanıtma’ anlamına da gelmektedir. Kültürel mirasın tek bir sahibi olması konusu hükümetimizin yeniden yapılandırma çalışmalarımızda ele alınmıştır ve kabul görmüştür. Yeni yerel yönetimler yasası ile yerel yönetimlerimiz bunalrın gerçek sahib olduklarını da göstereceklerdir. Keza “Sponsorluk Yasası” da çıkarılacaktır...
...‘Eziyet edici korumacılık’ anlayışından uzaklaşmalıyız. Tarihi mirasımız şehir insanımızın refahına hizmet etmelidir...
...Bildiğiniz gibi, Turistler ikiye ayrılır: ‘Aktif Turistler’, ‘Pasif Turistler’. Aktif olanlar tarihi ören yerlerini gezerler...”


Ertuğrul Yalçınbayır, Devlet Bakanı, Başbakan Yardımcısı
“...Tarihi mirası koruma ve yaşatma hem bir görev, hem de bir haktır. Bu konuda bana bağlı olan ‘Dil ve Tarih Kurumu’nu da faal duruma getireceğiz...
..Kentler yaşayan varlıklardır. Siz onlara hoyrat davranamazsınız. Siz onların gözyaşlarını hissedebiliyor musunuz?...
...Tarihi mirasın da savaş tehdidi altında olmasından dolayı hukukun gerekleri yerine getirilsin diye BM kurulmuş. Anayasa’nın 69. maddesi, tarihi mirasımıza sahip çıkmamaya bir mazeret oluşturmamalı...
...Biz, sivil, yerel ve merkezi yönetimin bu konularda el birliği etmesinin önemini yakalamış durumdayız...
...’Kente karşı suç’ kavramı, artık yasalara yansıtılmalıdır...”




ÖDÜL TÖRENİ ve KOLOKYUM



Önce TKB Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin SÖZEN, bir "Genel Değerlendirme" yaptı.

      


Sözen, " Şimdi sıkıntılı, dalgalı, karar vermekte zorluk çektiğimiz günler yaşıyoruz. Türk ulusu sıkıntılı günleren geçmeyi bilen bir ulustur. Akılla yönetimin bir arada olması gereken bir ülkenin bireyleriyiz biz...” diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bulunduğumuz coğrafya geleneklerin coğrafyasıdır. Bu yüzden yarın doğacak çocukların yüzünde daha iyi çizgiler oluşmalıdır. Yeni anayasa da doğa ve insanı yansıtacak bir anayasa olmalıdır...

Bütçe olmadan ödül olmaz sanılır. Oysa oluyor. Burada verilecek ödülleri ‘proje üreteceğim’ diyenlerin ödülleridir. Bu bütçede 'TL' yazmıyor; 'akıl', 'özveri' yazıyor. Öne çıkma kaygısı, resim vermeye çalısma bu ödülde yazmıyor, çünkü bir tek gerçek resim var, o da Turk ulusunun resmi!" "Kent ahlakı ve hukuku, kentlilik bilinci doğru ve beraber yaşamaktır. Kentin sözluk anlamı 'uygarlık'tır. Sevgi yoksa, dostluk yoksa, mahalleli el sıkışmıyorsa, kentin anlamı yoktur. Bilim insanlarına da bir mesajımız var. Sokağa çıkın, dar odalarda kalmayın. İşte bu ödül, kamu-yerel-sivil birlikteliginin ödülüdür... Sonuçta, burada oturan herkes ödül almıştır, tebrik ediyorum!"

Ödüllendirme-Jüri Raporunun Sunumu, TKB Genel Danışmanı Oktay EKİNCİ tarafından yapıldı.


Ekinci, kendisine "nasıl olup da hep doğru yapılar yapabildiği" sorusuna, "doğru kararlar alarak" diye yanıt veren, doğru kararların sırrının "tecrübe", tecrübenin sırrının da "yanlış kararlar" olduğunu söyleyen yapı ustasının hikayesiyle renklendirdiği sunumunda, TKB'nin "yanlış kararların sonu demek olduğunu" da vurguladı.

ODULLER...



    


    


    


Ödül Alan Belediye Başkanlarının Sunumları:


Başarı Ödülleri:


Feridun ÇELİK / DİYARBAKIR Büyükşehir Belediye Başkanı
“Mezopotamya”nın, “Mağaradan çıkan insanın, uygarlaşmaya başlaması ve her uygarlığın bir öncekine eklemlenmesi” bağlamında dünyada “eşsiz” bir coğrafya olduğunu vurgulayan Başkan Çelik, “Diyarbakır Surları”nın da bu coğrafyanın ve kültürün en öenmli simgesi olduğunu, bir “Açıkhava Müzesi” olan surların “çatışmalara direnmiş ama çarpık kentleşmeye direnememiş” olduğunu söyledi. Çelik, ilk kez 2000 yılında ÇEKÜL ile yapılan Protokol’dan sonra Kamu-Yerel-Sivil-Özel işbirliği ile “bu kaderi değiştirmeye başladıklarını”, 500 işyeri ve 10 konutun ilk etapta ele alındığını, düzenlenmesi zorunlu ve işyeri yoğun alandaki işyeri sahiplerinin, “kendi işyerlerini kendi elleriyle yıkarak” korumaya katıldıklarını vurguladı. Feridun Çelik, “Anadolu’nun Mezopotamya’daki varlığını dünyaya açması için bölge halkının bu biçimdeki katılımının önemine değindi, bu konunun “yerel ve siyaset üstü” ele alınmasının önemine değindi.

Ahmet PİRİŞTİNA / İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı
Üzücü bir kayıp nedeniyle Ankara'ya gelemeyen Başkan'ın yerine konuşan Tarihsel Çevre ve Kültür Varlıkları Müdürü Önder Batkan, 2001 de kurulan “Tarihi Çevre ve Kültür Varlıkları Müdürlüğü” eliyle koruma çalışmalarının “olması gereken” çizgiye oturtulması için çalışıldığını vurguladı.

  
Mehmet OSMANBAŞOĞLU / AĞIRNAS Belediye Başkanı, Prof. Dr. Hüseyin Yurtsever, Erciyes Üniversitesi Ağırnas Belediye Başkanı Mehmet Osmanbaşoğlu, farklı dinlerin temsilcileri Ağırnas’ta görüldüğünde “din elden gidiyor”, alışılmadık etkinlikler düzenlendiğinde “ahlak gitti” diyenlerin, “sitem edilen kendileri olduğu halde, Ağırnas derlenip toparlanmaya başladıkça” bu değişimden ekonomik yarar da sağlamaya başladıklarını vurguladı. Ağırnas Başkanı kendilerini bu yolda “yönlendirenin ve yüreklendirenin” Prof.Dr.Metin Sözen olduğunun altını çizerek, “Metin Hoca’nın kıymeti iyi bilinmeli” diye ekledi.

Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Hüseyin Yurtsever Ağırnas’taki koruma çalışmaları hakkında kısa bir bilimsel açıklama yaptı. Valilik, Belediye ve Üniversite işbirliği ile bir “Sinan Araştırma Grubu” kurulduğunu, Ağırnas’ın “sosyo-kültürel etkinlik merkezine dönüşeceğini” belirtti. Prof. Yurtsever, “kültürel belleğe yabancılaşma”nın en “büyük afetlerden biri” sayılması gerektiğini söyledi.

Özendirme Ödülleri:


Yılmaz BÜYÜKERŞEN / ESKİŞEHİR Büyükşehir Belediye Başkanı

Sunumuna “Cefâkâr ve vefakâr başkan arkadaşlarım!” diye başlayan Büyükerşen, Eskişehir’deki koruma hareketinin ilk adımlarının Prof.Dr. Metin Sözen’in 70’li yıllarda “Eskişehir’e öğrencilerini yollaması” ile atılmaya başlandığını, bununla birlikte hızlı ve çarpık kentleşmenin önüne geçilemediğini, kendisinin de “hocalığı bırakıp, hiç değilse kalanları kurtarmak için” belediye başkanı olduğunu belirtti. Bundan sonra ÇEKÜL ile temas kurulup, işe başlandığını, ilk önemli proje olarak da gençlik merkezine dönüştürülen “Haller” ile, “Odunpazarı” evlerini ele aldıklarını açıkladı. Büyükerşen’in, sunumu sırasında gösterdiği video filmde, “Haller Gençlik Merkezi”nin yalnızca gençleri değil, her yaştan Eskişehirliyi “cezbettiği” de görüldü.



Osman GÜRÜN / MUĞLA Belediye Başkanı

Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, “Özendirme Ödülü’nü alınca, şimdi gerçekten de özendik ve daha şevkle devam edeceğiz” dedi. Muğla’yı “güzel kızlarını zengin kocaya vermiş fakir baba”ya benzettiklerini söyleyen Gürün, şu ana kadar yapılan koruma ve onarma çalışmalarının neredeyse %99’unun belediye personeli ile yapıldığını, onarımları hızlandırmak amacıyla “Muğla’da Bir Eviniz Olsun” başlıklı bir kampanya başlattıklarını belirtti.


M. Rıza YALÇINKAYA / BARTIN Belediye Başkanı

“Tarihi dokudaki ticaret alanlarını koruyarak yeniden canlandırma” ile işe başladıklarını belirten Yalçınkaya, “Bartın’ın korunarak yönetimi” konusunda da en çok önem verdikleri husuların başında halkın “yönetim değişse de düzen değişmez’ inancını sarsmak” geldiğini açıkladı. Yalçınkaya’nın sıraladığı “ilkeler dizisi” içinde “kadın ve çocukların kent yaşamına katılması” da vardı.

SERGİ



2002 Ödüllerine katılan uygulamalar ve projelere ait tanıtım paftaları, ilgili belediyelerin teknik ekipleri tarafından, Mimarlar Odası ve Ankara-ALTINDAĞ Belediyesi görevlileri işbirliği ile, Ankara Toplantısı'nın yapıldığı Eski Türkocağı Binası fuayesinde sergilenmişti...

    

    


  







Şubat 03, 2003

Bakanlara ve Hükümet Temsilcilerine Tarihi Kentler Birliği ve Çalışmaları Hakkında Bilgi Sunumu



Genel Bilgilendirme Erdoğan BİLENSER - TKB Başkanı

TEMATİK AÇIKLAMALAR:



    

Soldan sağa: Prof.Dr. Ruşen Keleş, Kayhan Kavas, Yücel Gürsel...

"Tarihi Kentler Birliği ve Avrupa Ortak Miras Yaklaşımları"- Prof. Dr. Ruşen KELEŞ (TKB Danışma Kurulu Üyesi)
Prof. Dr. Ruşen Keleş, “TKB ve Avrupa Ortak Miras Yaklaşımları” başlıklı açıklamasında önce tanımlara yer verdi. “Ortak Miras”ın teoride bir “kamu emaneti” (“public trust”) sayıldığını belirten Prof. Keleş, “Bu emaneti 1950’den sonra tam bir mirasyedi gibi kullandık” dedi. Brundtland Raporu’nda, ulusların ortak mirastan yararlanma hakkı olduğunun belirtildiğini, artık insan hakları arasında yerini almış bulunan “çevre hakkı”nın öznesinin “diğer canlılar ve hatta cansız çevre”ye kadar genişlemiş bulunduğuna dikkat çekti. “Nehrin akışını engelleme, o kimsenin malı değildir” diyen Çiçero’ya gönderme yaparak, ortak mirasın korunmasına da değinen Prof. Keleş, “tarihi mirasın değerinin onun kıtlığı, yerine yenisinin koyulamazlığından kaynaklandığını, ortak mirasın bu nedenle korunması gerektiğini belirtti.

Peki, korumanın öznesi kimdi? Prof. Keleş, bu soruyu da “doğal ve kültürel cevre bütün ögeleriyle herkesin etik sorumluluğu altındadır” diye yanıtladı. Atatürk’ün Diyarbakır’da kaldığı bir evde söylediği ve şimdi o evin duvarında bir levha halinde bulunan “Bu şehrin tarihi kimliğini koruyun, avlulu evleri tahrip etmeyin...” yolundaki sözlerini hatırlatan Prof. Keleş, “Nutuk”ta da “Uluslar işgal ettikleri arazilerden bütün beşeriyeti de istifade ettirmek zorundadırlar” demesinden anlaşıldığı üzere, onun koruma konusunda gösterdiği duyarlığın unutulmaması gereğine dikkat çekti.

"Kültürel Miras ve Kentsel Kimlik"- Oktay EKİNCİ - Y. Mimar (TKB Genel Danışmanı)
“TKB’nin ‘Koruma 5 Yılı’ olsun istedik, bu konuda bakanlar da hızla yol alıyor” diyerek başladığı konuşmasında Birliğin 2003 hedeflerini de açıkladı. Ekinci’ye göre, Tarihi Kentler Birliği, 2003’deki çalışmaları arasında şunları hedeflemeliydi:

1 – Taşınmazlar, kamu arazileri ile takas edilmeli, kamulaştırılmalı, “tarihi koruyan yoksullaştırılmamalı”ydı... (Ekinci bu bağlamda koruma amaçlı değerlendirme yapılması ve Takas Yonetmeliği’nin uygulamaya konmasını da önerdi)

2 - Orman Bakanlığı’nın tarihi yapılarını onaranlar için özel yönetmelikle uygulamaya geçirdiği “ucuz ve hızlı ahşap tahsisi” olanağı geniş kitlelere duyurulmalı,

3 – Belediye Başkanları “apartmanlar” yerine onarılmış tarihi evlerde oturmalı, kamu hizmetleri için de çalışma yeri olarak olabildiğince eski eserler tercih edilmeli,

4 - Eski çarşı geleneğine saygı gösterilmeli, dev marketleri şehir dışına çıkaracak yasanın yürürlüğe girmesi için çalışılmalıydı,

5 – “Eğitimde kültür reformu” bağlamında çalışma yapılıp, müfredata “kültür”ün en geniş biçimiyle sokulması,

6 – Büyük baraj inşaatı, barajların konumu ve genel olarak Türkiye’nin enerji politiklarının yeniden gözden geçirilmesi...

"Tarihi Kentler Birliği ve Mimarlar Odası"- Yücel GÜRSEL – Y. Mimar (Mimarlar Odası Genel Başkanı)
Gürsel, Mimarlar Odası’nın sivil toplum örgütlenmelerini hızlandıran bir kuruluş olduğunu belirterek, batı kentlerinde de küreselleşme ve yabancılaşmadan kaynaklanan “kültürel bir kriz” olduğunu, bu yüzden Oda’nın “yanlışlardan hareket ederek doğruya varmaya çalıştığını” söyledi. Gürsel, 2005 Temmuz’unda Uluslararası Mimarlar Odası’nın kongresinin İstanbul’da yapılacağını, bunun için içerik zenginliği bakımından, her kentin kendi kültürünü “rehber/ kitap” haline getirmesinin iyi olacağını belirtti. Gürsel’e göre, aynı zamanda bunlar görsel sokak sergilerine dönüştürülebilir ve bunun adına da “Kentleri Kutsama” denilebilirdi...

Gürsel, UNESCO’nun “kalkınma, kültür ve demokrasi” üçlemesine bir gönderme yaparak, “bizim tarihi kentlerimizi korumamız demek, onların gelecegini de yeniden belirlememiz demektir” dedi ve kamu ihale bedelerininin bir kısmının korumaya ayrılması, “ara belediye” kavramının yaygınlaştırılması gibi önerilerde bulundu.

Tarihi Kentler Birliği ve Vakıflar Genel Müdürlüğü - Nurettin YARDIMCI - Dr. Arkeolog (Eski Vakıflar Genel Müdürü)
“Onarımlar için hiç yeterli paramız olmamıştı, ama çözüm yolları bulduk, örneğin camilere yerel dernekler ve bireylerle birlikte fon bulduk” diyen Nurettin Yardımcı, “Restore et-İşlet-Devret” yöntemiyle 188 projeye fon yaratıldığını belirtti. “80’lerin pasif anlayışı içindeki çekingen yerel yöneticiler”in, şimdi valiler ve belediye başkanları olarak adeta bir “seferberlik haline” geçtiğini belirten Yardımcı, Tarihi Kentler Birliği’nin “bir dönüm noktası olarak kültür tarihine mührünü vurduğunu” söyledi.

Tarihi Kentler Birliği ve Kültür Bakanlığı Nadir Avcı, (Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü)
Avcı, Ekinci’nin konuşmasına gönderme yaparak, devletin vatandaşın mülkiyetindeki tarihi mirasa ilişkin olarak yapması önerilen “takas konusu parsel bazındaki arkeolojik sitlerde sorun olmamakla birlikte, 1. ve 2. derece doğal sitlerde sorun olduğu”nu söyledi. “Maliye doğal sitlerde zarara girildigini söylüyor, özellikle kilometrelerce alan doğal sit ilan edildiğinde” diyen Nadir Avcı, “kentlerin mekan algılaması icin istekli olması gerekir, kültür mirasının ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme üzerindeki etkileri açıktır, biz de onu destekliyoruz ama herşeyden önce bir kültür envanteri yapılması zorunludur” dedi. UNESCO’nun listesinde Türkiye’den sadece 9 varlığın yer almasının, “geçmiş önemli ihmallerden biri” olduğuna dikkat çeken Avcı, “Şimdi yenilerinin listelenmesi için 20-30 kalemn varlık için aynı anda başvurduğumuzda, UNESCO ‘sırada bekleyen bir sürü ülke var, azar azar listeletin’ diyor” dedi.

Tarihi Kentler Birliği ve İçişleri Bakanlığı - Kayhan KAVAS (Mahalli İdareler Genel Müdürü)
“İçinde bulunduğumuz şu binanın ihtişamını hiç hissediyor musunuz? Ben ediyorum ve öğle tatilinde binayı dolaştığımda, Atatürk burası için söylediği; “Buradan ayrılmak istemiyorum, yapanların eline sağlık” sözlerini gördüm bir duvarda. Bu bina bana huzur veriyor. Bugüne kadar sağıklı biçimde gelebildiği için. “İşte bu yüzden koruma sadece mimarlara bırakılmayacak kadar önemlidir” diyen Kavas, “koruma hizmetinin devletin değil, yerelin görevi” olduğunu, bu nedenle vatandaşın elindeki tarihi ve kültürel mirasın kamulaştırılmasından yana olmadığını, vatandaş, isteyip de onaramıyorsa “tek çare kamulaştırma” yaklaşımı yerine ona kredi açmanın yollarını bulmak gerektiğini söyledi. “Niye tüm varlıkları devletin elinde toplayalım?” diyen Kavas, yerel yönetimler yasa tasarısında ele alınan ilkelerin "yerele bakış" açısından bir tür “anayasa” sayıldığını, bu ilkelerin Acil Eylem Planı’na da yansıması gerektiğini belirtti.

Kavas, “Ben burada hep aynı yüzleri görüyorum, artık yeni yüzler de görmeyi diliyorum. Önemli olan arkadan gelenlerin hocalarımızın öncülüğünde esen bu rüzgarları doğru yelkenlere doldurmalarıdır, onların rüzgarını yeterince yelkenlerimize dolduruyor muyuz? O zaman doğru yoldayız işte!” dedi...

Tarihi Kentler Birliği ve Orman Bakanlığı Eşref Girgin (Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı)

Girgin, “Bu toplantının burada olması çok önemlidir. Bu kent hafızası demektir. Kent hafızası, ulusun hafızasıdır, doğanın ve kültürün hafızasıdır. Doğa olmadan kültür ve tarihten nasıl söz edilebilir? İşte Osman Gazi’nin salıncağının sallandığı ağaçlar! O ağaçlar sekiz şehzadenin sallandığına tanıklık etmişlerdi... Osmanlı yapılarını ahşapla taşı barıstırarak yaptı. Doğa kültürümüzün ayrılmaz bir parçası. Bu nedenle, 22 Nisan Dünya Günü haftasında egemenlik, doğa ve kültürü da kucaklayacak bir etkinlikler dizisi düşünmeli ve gündeme alınmalıdır” dedi.




TARİHİ ANKARA EVİ AÇILIŞI –
Altındağ Belediyesinin Restorasyonu



    

    

Açılışına Kültür Bakanı'nın da katıldığı tarihi evin çevresi yağmura rağmen töreni uzun süre açıkhavada bekleyen ve içeriye girmek için sabırsızlanan Altındağ'lı gençler ve çocuklarla sarılmıştı... Bir de Mehter takımı vardı. Canlı bir İstiklal Marşı söylendi önce. Sonra Kültür Bakanı ve Metin Sözen kısa bir konuşma yaptılar, Altındağ Belediye Başkanı onarımı destekleyen kuruluşa bir teşekkür plaketi verdi...

ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ ZİYARETİ